Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2020/2354 E. 2020/2781 K. 09.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2354
KARAR NO : 2020/2781
KARAR TARİHİ : 09.09.2020

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu … ili, … ilçesi, … köyü 188 ada 11 ve 189 ada 3 sayılı parseller sırasıyla 3107,91 m² ve 97,55 m² yüzölçümü ve fındıklık vasfıyla tapuda davalı adına kayıtlıdır.
Davacı Hazine vekili 10.08.2017 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın eski hava ve memleket haritasına göre orman vasfında olduğunu belirterek taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 07.02.2020 gün ve 2020/183 E. – 2020/167 K. sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı gerekçesiyle istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman sayılan yer iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiş orman kadastrosu, daha sonra 1975 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 09/09/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.