Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/87 E. 2019/865 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/87
KARAR NO : 2019/865
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Mirasın hükmen reddi istemine ilişkin olarak açılan davada … 3. Asliye Hukuk ile … 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, terekenin borca batık olduğu ile mirasın hükmen reddinin tespiti istemine ilişkindir.
… 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamadanki ikametgahı mahkemesi olduğu kesin yetkili olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, … Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesince ise davalı …’ya ait adres araştırma formu birlikte değerlendirildiğinde; terekenin borca batık olduğunun tespiti davalarında alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğu, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin … olduğuna dair herhangi bir bilgi ya da belgenin dosyada mevcut olmadığı, davalı alacaklının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin …/… olduğu, belirtilen yetkinin kesin yetki niteliğinde olmadığı, bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun genel yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davalı tarafça süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılmış herhangi bir yetki ilk itirazının da bulunmadığı anlaşılmış olup, davanın ilk açıldığı … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. (TMK’nın 605/2. maddesi). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Bu davanın tereke alacaklılarına karşı açılması gerekir. (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK) Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgâhı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğünün 39/2 fıkrası gereğince mirasın yetkisini içeren özel vekâletname sunulması zorunludur. TMK’nın 605/2 maddesi gereğince bu tür davalar için özel bir yetki belirlenmemiştir. O halde, kesin yetki sözkonusu olmayıp, davanın HMK’nın 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. (HMK m. 19)
Somut olayda; davacılar kardeşi … 02/01/2016 tarihinde vefat ettiğini, çocukları olmadığı yasal mirasçıları olarak kardeşleri kaldığı, vefat tarihinde herhangi bir mal varlığı olmadığını, murisin terekesi hakkında mirasın red yoluna gidilmediği, mirasın red süresinin geçirilmesinin ardından, davanın davalısının başlatmış olduğu icra takibi üzerine muris …’nin terekesinin borca batık olduğu anlaşıldığı, …’nin vefat tarihinde maddi değere sahip olabilecek üzerine kayıtlı olan her hangi bir gayrimenkul bulunmadığı gibi menkulde olmadığı, miras bırakanı ölüm tarihinde her hangi bir maddi değere sahip bir mal varlığına sahip olmamasının yanında bir çok borç bıraktığını, …’nin vefatı nedeniyle yasal mirasçı konumunda olması nedeni ile icra ödeme emri muhtırası tebliğ edildiği, …’ün maaş hesabına haciz koyulduğunu, bu nedenle borca batık olan terekenin borçlarını ödemek ile karşı karşıya kaldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Hukuk Daireleri kararları ışığında, terekenin borca batık olduğunun tespiti için, tereke alacaklıları aleyhine dava açılabileceği, bu davanın her hangi bir süreye tabi olmadığı, bu davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu hususu açıkça ortada olduğunu, izah ettiğimiz nedenlerle, mirasın borca batık olduğunun tespiti ile davacı olarak mirasçılıklarımızın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Alacaklı olan davalının yerleşim yeri “…/…” ancak davalı süresi içerisinde yetki itirazında bulunmadığından davaya bakmakla … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.