YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/621
KARAR NO : 2019/3635
KARAR TARİHİ : 27.05.2019
……
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
…… parsel sayılı 119301,97 m2 yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmaz tapuda paylı olarak davalılar adına kayıtlıdır.
Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı iddiasıyla tahdit içinde kalan taşınmaz bölümünün tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisinin 27/03/2015 tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile işaretlediği 43.470,58 m²’lik kısmının davalılar adına olan tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı yanlarca temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Duacı köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi, 5653 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılan maki tefrik çalışması, 14.05.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 23.12.1988 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davacı yan davasını kesinleşen tahdide dayandırmış iken davalı …, dava konusu 1593 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Yeşilbayır mahallesi 396 ve 398 nolu kadastro parselleri içinde kaldığı ve bu parsellere ilişkin olarak…… sayılı dosyanın taraflar arasında kesin hüküm olduğu savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece taşınmazın tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosya kapsamına alınmadığı gibi taşınmazın bulunduğu yerde maki tefrik çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, yörede yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri eksiksiz olarak dosya kapsamına getirilmemiş, davalı yanın dayanağı …. sayılı dosyasına ulaşılmaya çalışılmamıştır.
Belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosya iade kararları ile mahkemesine geri çevrilmiş, iadeye rağmen yörede yapıldığı tespit edilen orman çalışmalarına ilişkin evraklara ilişkin eksiklik giderilememiş, iade sonrasında taşınmazın tedavüllerine ilişkin getirtilen belgelerden ise çekişmeli 1593 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1593 ada 1 parselden 2013 tarihli
…..
ayırma işlemi sonucunda ifrazen oluştuğu, 253370 m2 yüzölçümlü 1593 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise 2002 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda oluştuğu, bu parselin geldileri arasında ……nolu kadastro parsellerinin de yer aldığı, davalı yanın kesin hüküm olduğu savunmasında bulunduğu……. sayılı dosyasının da …. mahallesi ….. nolu kadastro parsellerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dairenin İade kararı sonrasında kapsama alınan ve davalı yanın kesin hüküm olduğu savunmasında bulunduğu…. Hukuk Mahkemesinin 1998/771 E. – 2000/704 K. sayılı dosyasının incelenmesinde ise; dava dış….ve arkadaşları tarafından ….. aleyhine 396 ve 398 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin mera kaydının iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece verilen red kararının Dairenin 14/12/2000 gün ve 2000/9617 E. – 10612 K. sayılı ilam ile onandığı görülmüştür.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın geldileri araştırılmadığı gibi geldilerinden olan Yeşilbayır mahallesi 396 ve 398 nolu kadastro parsellerine ilişkin davalının savunmasında dayandığı….. sayılı dava dosyasının kapsama alınması düşünülmemiş, yapılan keşif ve yargılama esnasında bahsi geçen dava dosyası nazara alınmamış, kesin hüküm hususu tartışılmamıştır.
Ayrıca, davacı … Yönetimi, taşınmazın kısmen kesinleşmiş tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açtığına göre taşınmazın tahdit haritasındaki konumunun tespit edilmesi gerekli olup dosya kapsamına yörede yapılan tüm çalışmalara ilişkin evrak ve tahdit haritaları eksiksiz getirilmediğinden hükme esas raporların içeriği denetlenememektedir. Denetime elverişsiz bilirkişi raporu ve eksik araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosya kapsamına alınmalı, yörede maki tefrik çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılarak var ise belgeleri ve haritası getirilmeli, yörede yapılan bütün orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının özellikle orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile temin edildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen …… ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren ….. 36. maddesinde yazılı “….ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması
…….
haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, çekişmeli taşınmazın hangi geldi parsellerine isabet ettiği belirlenmeli, ……sayılı dava dosyası yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.