Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/5540 E. 2020/1813 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5540
KARAR NO : 2020/1813
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili davalılar … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde, müvekkili yönetim kurulunun 9. ada yönetimine 19 Aralık 2002 tarihinde seçilerek göreve başladıklarını, davalıların ise önceki yönetimin yöneticileri ve denetçileri olup, yönetimde oldukları süre içinde yönetim hesaplarında yolsuzluklar yaparak yönetimi zarara uğrattıklarını, yaptırılan tespitte yatırılmış gibi gösterilen … A.Ş.’ye yatırılmayan borç miktarının 78.456.947.027.-TL olduğunu ve faiz tahakkuk ettirildiğini, bu miktarın 160.000.000.000.-TL’ye ulaştığını, diğer kurumlara ödenmeyen fatura ve primlerle borç miktarının 200.000.000.000.-TL olduğunu, davalıların gerçek bir mal ve hizmet alımına dayanmayan faturaları da gider gibi gösterdiklerini, kat maliklerinden topladıkları aidatları gereği giderlerin ödenmesinde kullanmadıklarından tüm kurumların faiz işlettiklerini, davalılar hakkında Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesine 2003/105 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve sanıkların tutuklandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 78.456.947.027.-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen zarar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davalılar …, … ve …’ın yönetici olarak görev yaptıkları halde söz konusu sorumluluklarını yerine getirmedikleri ve sahte belgeler düzenleyerek fatura bedellerini zimmetlerine geçirdikleri anlaşıldığından sorumlu oldukları ve davanın bu davalılar açısından kabulü gerektiği gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın kabulü ile 78.456,94-TL’nin bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılardan … ve …’nın denetici görevinde bulundukları, yönetim kurulunda görev almadıkları, diğer davalılar …, … ve …’ın yönetim kurulunda üye oldukları ancak para toplama ve çekme yetkilerinin bulunmadığı, sadece kapıcılardan ve çevre düzenlenmesinden sorumlu yönetici olarak görev yaptıkları, belgelerdeki imzaları okumadan attıkları, dolayısıyla davacının zararından sorumlu olmadıkları gerekçesiyle de bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar … ve arkadaşları vekili, davalı … vekili, davalı … ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/06/2017 tarih 2017/873 – 2017/5011 E.-K. sayılı ilamı bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davalıların davaya konu site yönetiminde denetçi ve yönetici sıfatıyla görev aldıkları anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Anagayrimenkulün Yönetimi başlıklı beşinci bölümünün II. kısmında yöneticini görevleri, III. kısmında yöneticinin sorumluluğu, III. Kısmının 42. maddesinde ise yönetimin denetlenmesi ve bu denetimin kat malikleri kurulu tarafından, kendi aralarından sayı ve arsa payı çoğunluğuyla seçecekleri bir denetçiye veya üç kişilik bir denetim kuruluna verebileceği yer almakta ise de mahkemece hukuki sorumluluğun ve cezai sorumluluğu farklı olup cezai sorumlulukta kastın arandığı, hukuki sorumlulukta ise ihmalin varlığının dahi yeterli olduğu, davaya konu faturaların ödenmesi konusunda imzası olanların kararı imzalamış olmasının ve de denetim kurulunda bulunanların ise söz konusu zararın doğmasında ve ilerlemesinde denetim görevini ihmal etmelerinin hukuki sorumluluğu doğuracağının gözetilmeden hüküm kurulmuş olması,
2) Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/105 Esas sayılı dava dosyasında bir kısım davalı yönetim kurulu üyeleri açısından mahkumiyet hükmünün kurulmuş olmasının diğer yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin hukuki sorumsuzluğunu gerektirmeyeceğinin ve bu çerçevede 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddesinde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” düzenlemesi de dikkate alınarak anılan ceza mahkemesinden verilmiş mahkumiyet hükümleri ile bağlı kalmadan davalıların söz konusu sitenin uğramış olduğu maddi zarar bakımından sorumluluklarının irdelenerek hüküm kurulmamış olması,
3) Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/105 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın maddi vakıa tespitleri açısından bağlayıcı olacağı düşünülerek söz konusu ceza dosyasının mahkemesine iadesi ile birlikte kesinleşmesinin beklenildikten sonra hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu; tüm davalıların ödenmeyen … faturalarından dolayı davacıya karşı sorumlu oldukları, davalılardan … hakkında açılan davadan feragat edildiği gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar …, …, …, …, … ve … hakkında açılan davanın kabulüne, 78.456,94 TL nin işbu davalılardan 13/02/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşteken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davalı … vekili, davalılar … ve arkadaşları vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 15/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.