Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/3761 E. 2019/5345 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3761
KARAR NO : 2019/5345
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Devre mülk sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davad….. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemesince, davaya konu olan taşınmaz Yalova ili, Termal ilçesi, Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri yetki alanı içerisindedir. Davacı davaya konu olan taşınmazın tapusunun iptali ile davaya konu olan taşınmazın tapu kaydının yeniden davalı üzerine tesis ve tescil edilmesini talep etmektedir. Davacının salt sözleşmenin feshini, ödemiş olduğu paranın iadesini talep eder, bir dava açması halinde şahsi hakka dayanan alacak davası olmasından bahisle yetki itirazı bulunmaması halinde mahkememizce görülebilecek olan bir dava olacak iken, tapu iptali ve tescil talebinde de bulunulması sebebiyle mahkememizin kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralına rağmen davaya bakabilmesi yasanın amir hükmüne aykırılık teşkil edecektir, usul ve kanuna aykırı olacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesince ise HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Bu itibarla davalı tarafça yasal süresinde ve yöntemine uygun şekilde yapılmış yetkisizlik itirazının bulunmadığı anlaşıldığından; mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği de nazara alınarak davanın ….. Anadolu 4. Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 12. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasında “1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. 3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu kural kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re’sen gözetilir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalı arasında 13/08/2017 tarihinde toplam 8.500,00.-TL bedelli devre tatil satış sözleşmesi düzenlendiğini ve bu bedelin davacı tarafından ödendiğini, davalı şirketin davacıyı hediye tatil kazandınız şeklinde bir beyanla devremülklerin satıldığı yere davet ettiğini, tanıtım amaçlı olan davete davacının katıldığını ve kendisine ıslarla ve psikolojik baskıyla bu sözleşmeyi imzalattıklarını, davaya konu bu sözleşmedeki maddelerin haksız şart olduğunu ve hükümsüz olduğunu, davacı ile sözleşme şartlarının müzakere edilmeden hatta davacının orada bulunan diğer mağdurlarla hiç bir şekilde muhatap edilmeden yalnız bırakılarak sözleşmeyi imzalattıklarını, sözleşmenin mahiyeti ve konusu hakkında davacının aldatıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşmede ilgili kanun ve yönetmelik maddelerine göre bulunması zorunlu olan ifadelerin eklenmediğini, tüketiciye verilmesi zorunlu olan belgelerin verilmediğini bu nedenle sözleşmenin tüketici açısından geçerli olamayacağını, davacıya cayma hakkının bildirilmediğini, cayma hakkının kullanımına ilişkin bilgilendirme evrakının kendisine verilmediğini, ayrıca sözleşme imzalandıktan sora davacının oyalanarak cayma hakkını kullanmasının engellendiğini, taraflar arasında akdedilen bu sözleşmede resmi şekil şartlarına uyulmadığından sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalı şirketin …. sayılı Kanunun 50/6 maddesine aykırı davranarak davacıdan hem peşinat talep edildiğini, hemde borç altına sokularak çaresiz bırakıldığını, tüm bu nedenlerle taraflar arasında akdedilen …. nolu sözleşmenin iptali ile davacı tarafından ödenen 8.500,00.-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacıya iadesine, senetler ve davacıyı borç altına sokan her türlü belgenin davacıya iadesine, sözleşmenin iptali ile birlikte tarafların aldıklarını aynen geri vermelerine, gayrimenkulün tapusu iptali ile davalı firma adına tapuya tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, dolayısıyla uyuşmazlığın bu haliyle, kamu düzenine ilişkin, kesin yetki ve taşınmaz üzerindeki ayni hak iddiasına ilişkin yetkiyi düzenleyen HMK’nın 12. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Tapusunun iptali istenen taşınmazın Yalova adresinde bulunduğu anlaşıldığından, davanın …. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.