Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/3198 E. 2019/4848 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3198
KARAR NO : 2019/4848
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada …. Hukuk ve ….. Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
kARAR
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının avukat olduğu, davacının ise davalının müvekkili olduğu, taraflar arasındaki davanın vekalet sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin olduğu, 07/11/2013 tarih ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/L maddesi gereğince “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin” görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
…. Mahkemesi tarafından ise her ne kadar … Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmişse de 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmış, aynı maddenin (l) bendinde ise tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup, eldeki davada davacı … ve davalı avukatın mesleki amaçla hareket eden kişiler oldukları, her iki tarafın da 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketici tanımına uymadığı, bu nedenle tüketici niteliğini taşımayan taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasına genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalının müvekkili kurumun sözleşmeli avukatı olduğunu,….Esas sayılı davasının karara bağlandığını, davalının kararı süresinde temyiz etmemesi nedeniyle temyiz taleplerinin Yargıtay tarafından reddedildiğini, Avukatlık Kanununun 71. maddesine göre avukatın üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı olmasa bile sonuna kadar takibi, kesin hükme kadar tüm yasal yolları kapsadığını, davalının bu hükme uygun olarak gerekli işlemi yapmadığından davacının sigortalısına masraf ve vekalet ücreti kaleminden 31/12/2009 tarihinde 766,00 TL ödediğini, davalının temyizden vazgeçme konusunda kurumdan talepte bulunmadığını, ödenen bu paranın tahsili için …. İcra Müdürlüğünün 2014/26104 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında öncelikle görev açısından inceleme yapılmıştır.
6502 sayılı Kanunun 2. maddesi her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaların bu kanun kapsamında olduğu belirlendikten sonra, 3. maddesi ile buna yönelik tanımlar yapılmış olup, 3. maddenin birinci bendinde açıkça tüketici işlemi tanımlanmış olup, buna göre “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin” tüketici işlemi olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı Kanun kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davalının, Tüketici Kanununda tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevli olup, uyuşmazlığın davanın ilk olarak açıldığı …..Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince… Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.