Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/296 E. 2019/1076 K. 18.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/296
KARAR NO : 2019/1076
KARAR TARİHİ : 18.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde, 2008-2009 yıllarında apartman yönetim kurulunda görevli olduğunu, davalının apartmanın ortak alanından elde edilen kira gelirinin tahsili amacıyla … 23. İcra Müdürlüğünün 2008/10385 Esas sayılı dosyasında kasıtlı olarak … dışında olduğu bir zamanda icra takibine geçerek takibi kesinleştirdiğini ve apartmana doğalgaz almasından kaynaklanan alacaklı olduğu paranın haczedildiğini, davalının ortak alan kira geliri olan baz istasyonu kira gelirini harcaması, kullanması yönünde bir yetki ve izin verilmediği halde davalının kira gelirini istediği şekilde yerlere kullandığını belirterek, … 23. İcra Müdürlüğünün 2008/10385 Esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi, kat maliklerince yetkili kılınmadığı halde davalının yönetici sıfatı ile kat maliklerini doğrudan temsilen dava açamayacağı ve icra takibi yapamayacağının tespitine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelemesinde; Dairemizin 10/12/2018 tarih, 2017/3346 Esas, 2018/7999 Karar sayılı geri çevirme ilamından sonra gönderilen tapu kayıtlarından anataşınmazın 5228 ada 13 parselde kurulu olduğu uyuşmazlığın apartmanın yönetim işleminden çıktığı, dolayısı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanununun Ek-…. maddesi hükmüne göre bu yasadan doğan her türlü anlaşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Her ne kadar dava sulh hukuk mahkemesinde açılmış ve sulh hukuk mahkemesince 24/06/20156 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş ise de bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan, kanunun bu buyurucu hükmü gözönünde bulundurularak davaya sulh hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesince işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.