Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/2847 E. 2019/5073 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2847
KARAR NO : 2019/5073
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, …. 13/01/2015 tarihli 2014 yılı olağan kurul toplantısına ilişkin tutanak, gerçeğe ve usule aykırı şekilde tutulduğunu, toplantı başkanlığına tarafsız ve bağımsız kişilerin aksine yönetime bağlı kişilerin seçildiğini, toplantı başkanlığı tarafından davacının talebine rağmen faaliyet raporu ve ekindeki tüm tabloların okunmadığını ve mezakereye açılmadan onaylanmış olduğundan gündemin 3.maddesi uyarınca alınan kararın iptalinin gerektiğini, faaliyet raporundan ve mali tablolardan anlaşıldığı üzere, yönetim kulunun gelirlerin 10 katı fazlalığında gider yapmak suretiyle ….merkezi kat maliklerini zarara uğratmaya yönelik faaliyetler içinde olduğunun açıkça görüldüğünü, Kat Mülkiyeti Kanununun 41. maddesine aykırı bir şekilde kat maliki olmayan kişinin imzası bulunan denetim kurulu raporunun, oylamaya sunulduğunu ve hukuka aykırı bir şekilde onaylandığını, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin gündemin 4. maddesi uyarınca alınan kararın iptali gerekmekte olduğunu,…..Kurulunun 13/01/2015 tarihli 2014 yılı olağan kurul toplantısında alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, yokluk hükmündeki taleplerin kabul edilmemesi halinde 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı gündem maddelerinde alınan kararların iptali istenilmiştir.
Mahkemece 2015/121 Esas ve 2016/67 Karar sayılı dosyasında davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş taraf vekillerinin hükmü temyiz etmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/3386 Esas ve 2018/4727 Karar sayılı kararında; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi uyarınca; kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir. Yine, anılan Kanunun 38. maddesinin ikinci fıkrasına göre kat malikleri kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Kanunun bu hükmündeki “yönetici” sözcüğünden amaç edilenin sitenin yasal yöneticisi ve aynı Kanunun 34. maddesinin birinci fıkrasında gösterilen yönetim kurulu olduğuna dair hiçbir kuşku ve duraksama mevcut değildir. Yönetim kurulunun, yönetim hizmeti almak amacı ile profesyonel yönetim hizmetleri sözleşmesi yapması sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Yönetim kurulu kat maliklerine karşı bir vekil gibi sorumlu olmaya devam edeceğinden, eldeki davada seçilmiş yönetim kurulu üyelerine karşı davanın yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla, mahkemece davanın esasına girilerek hüküm kurulması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kat malikleri kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak işin esasına girilmiş alınan tüm kararların uzman bilirkişi raporuna göre Kat Mülkiyeti Kanunu ve yönetim planına uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece hükme dayanak yapılan 05/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda alınan kararların herhangi bir değerlendirmesi yapılmamış olup, davacının toplantıya katılıp katılmadığı, katıldı ise hangi kararlara muhalif kaldığı, alınan kararların Kat Mülkiyeti Kanununda aranılan nisapları sağlayıp sağlamadığı davacının iptalini istediği her bir karar açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Bu nedenle karar defteri tüm bağımsız bölümlerini gösterir tapu kaydı ve çağrı ve vekaletnameleri gösterir vs. tüm bilgi ve belgeler dosya içerisine getirtilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle iptali istenilen kararların iptalinin gerekip gerekmeyeceği tespit edilmeli oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle eksik araştırmaya dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.