Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/2648 E. 2019/5353 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2648
KARAR NO : 2019/5353
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davalı borçlu kurumun sitenin içerisinde trafosunun bulunduğunu, işgal ettiği yerden dolayı diğer kat malikleri gibi aidat ödemesi gerektiğini, sitenin güvenliği, temizliği ve bakımı esnasında bu trafonunda güvenliği ve bakımının sağlandığını, sitenin yaklaşık 3 yıllık site olup bu zamana kadar davalının hiçbir şekilde aidat borçlarını ödemediğini, davalı borçlunun ödemediği aidat alacaklarının tahsili amacı ile borçlu aleyhine……. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, ancak davalının itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istenilmiştir. Mahkemece verilen 17/06/2014 tarih ve 2013/1040 E. – 2014/1040 K. sayılı kararı, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 09/06/2015 tarih ve 2014/20920 Esas – 2015/9872 Karar sayılı ilamıyla “Somut olayda davalılardan…… işletme hakkı devir sözleşmesi nedeniyle işletme hakkına sahip olduğu, …… ise malik olduğu anlaşılmış olup, davalılar kanunun aradığı manada ortak giderlerden sorumludur. Kat malikleri aidatların ne kadar olacağı konusunda karar almasa da defterler üzerinde yapılacak incelemede ortak giderler için yapılan masraflar belirlenip, kesin hesabı çıkarılıp, arsa payı oranında davalıların borcu belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile; davalının ….. Esas sayılı dosyasında yapılan takibin iptali ile takibin 15.900-TL asıl alacak üzerinden takip tarihi olan 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesi yönündeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de, kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Yargıtayın bozma kararına uyulması ile karar lehine olan taraf yararına bir usulî kazanılmış hak doğacağından mahkemece uyulan bozma kararında gösterilen şekilde inceleme
ve araştırma yaparak belirtilen hukuki esaslar doğrultusunda karar verilmesi zorundadır. Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2014/20920 Esas – 2015/9872 Karar sayılı ilamı ile davalı şirketin yapılan giderlerden arsa payı oranında sorumlu tutulması gerektiğini belirtmekle, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu ortak gider bedelinin arsa payı oranında hesaplanmayarak anataşınmazın kat malikleri kurulunda miktarları belirlenen aidat kararları üzerinden hesaplanması ve davalının bu miktar üzerinden ortak gider bedelinden sorumlu tutulması bu nedenlerle doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.