Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/238 E. 2019/1218 K. 21.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/238
KARAR NO : 2019/1218
KARAR TARİHİ : 21.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 26/05/2015 tarihli dava dilekçesi ile müvekkilinin … ilçesi, … mahallesi 2553 ada 11 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, taşınmazın … olduğu gerekçesiyle … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/58 Esas, 2009/381 Karar sayılı kararı ile müvekkili adına olan tapusunun iptaline ve … olarak … adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın 08/12/2010 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkına zarar verildiğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ….000,00.-TL’nin taşınmazın müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiş; 25/01/2016 tarihinde harçlandırdığı aynı tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 45.226,65-TL’ye arttırmıştır.
Davalı …, … tahdidinin … Yönetimi tarafından yapıldığı ve bu işlem nedeniyle davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin … Yönetimine yöneltilmesi gerektiği, zamanaşımı süresinin geçtiği, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağı olmadığı, istenilen tazminat miktarının fahiş olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının bedel artırım talebi dahil kabulü ile 45.226,65 TL’nin mahkeme kararının kesinleşme tarihi olan 08/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından tazminata konu 2553 ada 11 sayılı parselin 10.07.1996 tarihinde yapılan imar uygulaması ile üçüncü kişi adına 430,73 m² ve tarla vasfı ile tescil edildiği, 23.07.1997 tarihinde satış ve tebdil işlemi ile davacıya intikal ettiği ve vasfının arsa olduğu, taşınmazın kök parseli olan 359 ve 508 parsellerin ise 1977 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırada 3. kişiler adına tescil edildiği, … Yönetimi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.12.2010 tarihinde kesinleşen 2009/58 Esas, 2009/381 Karar sayılı kararıyla taşınmazın parselin tapu kaydının iptali ile … vasfıyla … adına tesciline karar verildiği, iş bu davanın ise davacı tarafından 26/05/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK’nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
21/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.