Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/1874 E. 2019/3227 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1874
KARAR NO : 2019/3227
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

….

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ile davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışması sonucunda …. bulunan 170 ada 56 parsel sayılı 568,79 m2 yüzölçümlü taşınmaz, ev ve avlusu niteliğinde … adına tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi vekili tarafından çekişmeli 170 ada 56 sayılı parselin öncesinin orman olduğu ileri sürülerek orman niteliğiyle Hazine adına tespiti istemiyle, birleştirilen dosya davacısı Hazine vekili tarafından çekişmeli 170 ada 56 sayılı parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açılmıştır.
Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra davacı … Yönetiminin davasının kabulü ile …. parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline, birleştirilen dosya davacısı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan arazi kadastro çalışması sonucunda dava konusu 170 ada 56 parsel sayılı taşınmaz davalı adına tespit edilerek tespit tutanağı 20.01.2016 – 18.02.2016 tarihleri arasında, 3402 sayılı Kanuna 6495 sayılı Kanunla eklenen Ek 5. madde gereğince yapılan orman kadastrosu ise 28.10.2015 – 26.11.2015 tarihleri arasında ilan edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı … Yönetiminin davasının kabulü ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan çalışmalara ait belge ve kayıtların tümü dosya arasına alınmadığı gibi keşfe orman bilirkişi olarak katılan … bilirkişi heyetinin mahkemeye sunduğu 01.05.2016 tarihli raporunda taşınmazın kesinleşen tahdit hattının dışında kaldığı, iade üzerine hazırlanmış orman bilirkişi heyetinin 23.03.2019 tarihli raporunda ise taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığı ve orman içi açıklık olduğu belirtilmiştir. Her iki orman bilirkişi kurulu raporu birbiriyle çelişkili tespitler içerdiği gibi ek bilirkişi raporunda taşınmazın orman tahdit hattına göre konumu da denetime elverişli olacak biçimde belirlenmemiştir. Ayrıca, davalı dava konusu taşınmazı 1998 yılında
…..

köy tüzel kişiliğinden satın aldığını ileri sürdüğüne göre taşınmazın satım tarihinden önce satıcının zilyetliğinde bulunup bulunmadığı ve davalı yararına eklemeli zilyetlik yoluyla 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanıp tamamlanmadığı da araştırılmamıştır.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece; dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tahdit çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ve dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı komşuları ile birlikte gösterir kadastro paftasının dosya arasına alınmasından sonra daha önceki bilirkişiler dışında halen ….. ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu haritası ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle gösterecekleri rapor düzenlemeleri sağlanmalı, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kalıp kalmadığını gösterecek kroki düzenlettirilmelidir.
Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihinden 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafı ve bu fotoğrafa dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişi kurulu aracılığıyla incelenerek dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü taşınmazın niteliği, varsa üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan…. Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; yine imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin davalının zilyetliğine geçmeden önce ne olduğu, önceki malik tarafından ne kadar süreyle hangi amaçla kullanıldığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, eklemeli zilyetlik sözkonusu ise davalı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılmalı; çekişmeli taşınmaza ilişkin imar çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın imar alanında kalıp kalmadığı araştırılmalı; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40; kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık
…..

beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir hükmü gereğince davalının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli şayet yasal sınırların geçildiği anlaşılırsa dava konusu taşınmazlar yönünden davacıya tercih hakkı tanınmalı tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
Ayrıca, ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise Orman Yönetimine ait olduğundan orman iddiasına ilişkin olarak Hazinenin de dava açma hakkı bulunmaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği halde, Hazine ile dava konusu taşınmaz arasında mülkiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle Hazinenin davasının reddine karar verilmesi de yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir. dosya davacısı Hazine ile davalı …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.