Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/1433 E. 2019/3220 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1433
KARAR NO : 2019/3220
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

……..
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/07/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ……..geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 13/07/2017 tarihli dava dilekçesinde,…..parsel sayılı taşınmazın, ……. mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında müvekkillerinin adına zilyetlikten tespit ve tescil edildiğini, taşınmaz mal müvekkilleri adına kayıtlı iken Hazine tarafından 13/11/2017 tarihinde ……. sayılı dosya üzerinden tapu iptali ve tescil davası açıldığını, taşınmaz malın müvekkillerine zilyetlik yolu ile kalmasına rağmen, açılan bu dava sonucunda 2007/369 E. – 2008/100 K. sayılı, 06/05/2008 tarihli karar ile taşınmaz malın tapusunun iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiğini ve kararın Yargıtaydan geçerek kesinleştiğini, söz konusu tapu iptali kararı ile birlikte müvekkillerinin mal varlığında azalma, dolayısıyla maddi zarar meydana geldiğini, bu zarardan TMK’nın 1007. maddesi kapsamında davalının sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın, 2007/369 Esas sayılı dosyanın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yerel mahkemece dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinden önce de taşınmazda tarımsal bir faaliyet olmadığı hatalı yapılan kadastro sonucu davacı adına tespit edildiği, bu hatanın farkedilmesi sonucu tapu iptal davası açılarak tapusunun iptal edildiği, davacının TMK’nın 1007. maddesi uyarınca oluşan bir zararı mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince;
Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne,
1) …… sayılı kararının kaldırılmasına,
2) 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca Dairemiz tarafından esas yönünden hüküm kurulması yoluna gidilmek suretiyle;
A) Davanın kabulü ile; 1.000,00 TL maddi tazminatın 15/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
……..
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
İncelenen mahkeme dosyasına, kararın dayandığı gerekçeye, tapu iptal kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinde açılan davada, değerlendirme tarihi itibari ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal metodu kullanak değer belirleyen bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, HMK’nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
07/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.