Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2019/1296 E. 2019/2533 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1296
KARAR NO : 2019/2533
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar …, … ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 206 ila 214, 217 ve 218 parsel sayılı sırasıyla 1800 m2, 2320 m2, 1280 m2, 840 m2, 580 m2, 2100 m2, 680 m2, 1700 m2, 4260 m2, 2960 m2 ve 2860 m2 yüzölçümdeki taşınmazlar belgesiz olarak 207 ve 210 parsel sayılı taşınmazlar … 206 ve 212 parseller …, 208 parsel Hazine 209 parsel …, 211 parsel …, 213 parsel …, 214 parsel …, 217 parsel …, 218 parsel … adlarına tespit edilmiş Orman Yönetiminin taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları yönündeki itirazı üzerine kadastro komisyonunca taşınmazların orman olup olmadıklarını belirleme yetkisinin mahkemelere ait olduğundan söz edilerek karar verilmek üzere taşınmazların kadastro tespit tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, “Dava konusu parsellerin tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm, davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenizin 25/03/2005 tarihli ve 2004/13002 E.-2005/3404 K. sayılı kararı ile yöntemine uygun orman araştırması yapılması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, dava konusu 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 217 ve 218 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptaliyle orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar … tarafından 217 sayılı parsel, … tarafından 207 ve 210 sayılı parseller ve … tarafından 207, 210 ve 218 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1979 yılında yapılan tapulama çalışması ve 1977 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılan orman kadastro çalışması ile 1990 yılında yapılan 2/B çalışması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;
Hükme dayanak alınan uzman orman bilirkişi raporunda 1955 ve 1956 tarihli hava fotoğraflarında temyize konu 207, 210 sayılı parsellerin üzerinde çam ağaçlarının ve maki formasyonuna ait ağaççıkların bulunduğu, 217 ve 218 sayılı parsellerin ise kısmen açıklık ve kısmen de orman ağaç ve ağaççıklarının bulunduğu, hava fotoğraflarında görülen açıklık alanların dört tarafınında ormanla çevrili orman boşluğu olduğu ve taşınmazların tamamının orman sayılan yerlerden oldukları bildirilmiş ise de hava fotoğraflarındaki görüntünün bilirkişi
raporunu karşılamadığı, taşınmazların üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşı, kapalılık oranının ve dağılımı da belirlenmeksizin yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece bilirkişiler tarafından kullanılan 1955 ve 1956 tarihli hava fotoğrafları ile daha eski hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa en eski tarihli hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bozma öncesi keşfte uygulanan 1955 ve 1956 tarihli hava fotoğrafları ile varsa daha eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, üzerindeki ağaçların cinsi ve sayısı, kapalılık oranı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; ayrıca taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar …, … ve …’ın temyiz dilekçelerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.