Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/716 E. 2019/1320 K. 28.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/716
KARAR NO : 2019/1320
KARAR TARİHİ : 28.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 11/05/2016 havale tarihli dava dilekçesi ile; … ili, … ilçesi, … köyü 976 (yeni 116 ada 9) parsel sayılı 24450 m² taşınmazın 6030 m² bölümünün … …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/753 – 2014/109 sayılı kararıyla … niteliğiyle … adına tescil edildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş daha sonra 06/01/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçesiyle dava değerini 108.545,04.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 108.545,04.-TL’nin hükmün kesinleştiği 17/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine Dairenin 25/10/2016 tarih ve 2016/3951 – 2016/9521 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir,
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal satış yöntemine göre hesaplanan değer dikkate alınmak suretiyle karar verilmiştir. Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
Çekişmeli 976 sayılı parselin iptal edilen tapu kaydında cinsi tarla olarak belirtilmiş olup, belediye başkanlığından gönderilen yazıda, çekişmeli taşınmazın imar planı ve köy yerleşik alanı dışında olduğu ve belediye hizmetlerinden faydalanmadığı bildirilmiştir.
Bakanlar Kurulunun Yargıtayca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı Kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan meskun yerler içinde yer alması gerekir.
Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/… sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da araştırılmalı, bu hususlar belediye başkanlığından, su ve elektrik idarelerinden ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevaplara göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı saptanmalıdır.
Yapılan araştırma sonunda tapusu iptal edilen taşınmazın arazi olduğu saptanacak olursa değerinin; taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelir yöntemine göre hesaplanması ve bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle saptanması; tapusu iptal edilen taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlendiği taktirde ise değerinin, tapu iptal kararının kesinleştiği günden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gereklidir.
Bu durumda öncelikle yukarıda açıklanan yöntemle taşınmazın arazi ya da arsa olup olmadığı net olarak belirlenmeli, arsa ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınmalı, gerekli görülürse re’sen emsal getirtme yoluna gidilmeli ve bu emsallere göre; arazi ise net gelir yöntemine göre ve her halükarda tapu iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla değer tespit ettirilmek suretiyle karar verilmelidir. ” gereğine değinilmiştir.
Birleşen … …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/340 E. – 266 K. sayılı dosyasında davacı … 14/08/2017 tarihli dava dilekçesi ile; maliki olduğu …, …, … köyü 976 (yeni 116 ada 9) parsel sayılı 24450 m² taşınmazın 6030 m² bölümünün … …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/753 – 2014/109 E.K. sayılı kararıyla … niteliğiyle … adına tescil edildiğini, Türk Medenî Kanunun 1007. maddesine dayalı olarak açtıkları davanın …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/580 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, o dosyada bozma ilamı sonrasında alınan rapora göre belirlenen değerin 110474,73.-TL olduğunu, o dosyada talep edilen miktar çıkınca kalan …,929,69.-TL için bu davayı açtıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1929,69.-TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği 17/04/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece davalar birleştirilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; Davacının davasının, … …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2017 gün ve 2017/340 – 266 E.K. ile birleştirilmesine karar verilen dava dosyasındaki talebi ile birlikte kabulü ile davalı Hazineden toplam 110.474,73.-TL’nin 17/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, tapu iptal kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde eldeki dava açıldığına ve arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu ile değer belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 28/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.