Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/6491 E. 2019/461 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6491
KARAR NO : 2019/461
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … mahallesi, 10717 ada üzerindeki … sitesinin hissedarı ve ortağı olduğunu, sitenin sekiz blok ve 57 daireden oluşmakla birlikte site içerisindeki diğer dört bloktaki 30 daire sakininin kendi aralarında bir yönetim oluşturup aralarında aldıkları kararla siteye ait su havuzuna diğer site sakinlerinin girmesini yasakladıklarını, almış oldukları bu kararı diğer site sakinlerine tebliğ ettirmeden … Noterliğinden tasdik ettirerek yürürlüğe koyduklarını, aynı ada ve parsel üzerine yapılmış aynı site içerisindeki maliklerin site içerisinde yapılan veya yapılacak olan ortak kullanım alanlarının yapımına ve kullanılmasına ortak olduklarını, yönetimin de yasal yollardan seçilmediğini beyan ederek; yönetim kurulunun ve almış oldukları kararların iptaline, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacıya ait bağımsız bölümün 19 nolu parselde kaldığı, 19 nolu parselin ise davalı … içerisinde kalmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 17.08.2014 tarihli kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre davacının talebi, … Sitesinde alınan kararların iptali istemine yönelik olup, dava konusu anataşınmazdaki 19, 21, 22, 23 ve 24 nolu parsellere ait celbedilen yönetim planlarının ve tapu kayıtlarının incelenmesi neticesinde dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve sitedeki blokların aynı tip yönetim planı ile yönetildikleri, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece; sulh hukuk mahkemelerinin görevli olmadıkları gerekçesiyle, asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/01/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.