Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/6488 E. 2019/465 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6488
KARAR NO : 2019/465
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya; kat maliki sıfatını kazandığı günden itibaren ödemediği aidat, çevre düzenlemesi ve ısı yalıtım bedellerinin ödenmesi hususunda 20/04/2015 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede belirtilen sürede ödeme yapılmadığı için yasal takip yoluna başvurulduğunu, davacı yöneticiliğe ait karar defterleri ve tapu kayıtları incelendiğinde davalı şirketin kat maliki olduğu halde apartman giderlerini ödemediğinin tespit edilebileceğini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini beyan ederek; davanın kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün 2015/3236 E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının dava konusu anataşınmazdaki “9” bağımsız bölüm numaralı meskenin maliki olduğu, davanın aidatlar, çevre düzenlemesi ve mantolama giderlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğu, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı bankanın davacı apartman yöneticiliğine ….611,50 TL anapara borcu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğünün 2015/3236 Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin devamına, İİK’nın 67. maddesi uyarınca asıl alacağın %20’si oranındaki 922,30-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan, ortak gider alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Bu kapsamda; öncelikle aidat borcunun doğduğu dönemlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarına ait belgelerin (toplantı çağrı davetiyeleri, toplantı çağrısına ilişkin tebligatlar, toplantı tutanakları, hazirun cetveli, gündem… vs.) bütün olarak bilirkişiye tevdi edilerek, bu kararların iptal edilip edilmediği, iptal edilmedi ise kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edildikten sonra, temerrüt tarihinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, davalının aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, Kat Mülkiyeti Hukuku alanında uzman bilirkişilerden rapor alınmaksızın, tarafların ve Yargıtayın denetimine açık olmayacak biçimde gerekçesi de yazılmaksızın takip talebinde talep edilen asıl alacak ve gecikme faizinin kabul edilmesi suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın eksik ve yetersiz inceleme ile yukarıda yazılı şekilde şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.