Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/6441 E. 2019/84 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6441
KARAR NO : 2019/84
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu … ili, … köyünde bulunan 137, 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazlar köy tüzel kişiliği adına mera vasfı ile tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı … vekili, … ili, .. . köyünde bulunan 137, 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazların tapuda köy tüzel kişiliği adına mera vasfı ile tespit ve tescil edildiğini, ancak fizik ve teknik özellikleri itibari ile … olduklarını, tescilin yolsuz tescil olduğunu bu nedenle tapu kayıtlarının iptali ile … vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davanın esasın 2007/198 sırasına kaydı yapılmıştır.
Yargılama sonunda mahkemece; taşınmazların tapuya tescil işlemi, … Gezici Kadastro Mahkemesinin 1962/197 E. – 1967/218 K. sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen karara göre yapıldığı, söz konusu karar gerek şekli gerekse de maddi anlamda kesin hüküm halini aldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı … vekili tarafından temyizi neticesinde, Dairemizin 18.09.2011 tarih ve 2011/5872 ve 2011/10036 sayılı kararı ile “Gezici Kadastro Mahkemesince kurulan hükmün gerekçe bölümünde “… idaresince tahdit harici bırakılan yerlerin … olduğu iddia edilemeyeceğinden müddeabihler hakkında … idaresi itirazı yerinde görülmemiştir.” açıklamasıyla davanın reddine karar verildiğine göre, temyize konu davanın tarafları arasında HUMK’nın 237. maddesi anlamında kesin hükmün varlığından söz edilemez.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemenin bozma ilamına uyması sonucunda; 6360 sayılı Kanunun geçici …. maddesinin 13. fıkrası gereği davaya … davalı taraf olarak devam etmiştir. Bozma sonrası mahkemenin 2011/817 E. sayılı dosyası ile devam olunan yargılama neticesinde mahkemece; bilirkişi raporlarına dayalı olarak; dava konusu 137 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapuda 218.000 m2 ve mera vasfında … malı olarak kayıtlı, parselin 59.315 m2 alanındaki bölümünün 5871-5874 nolu OS noktalarından geçen kesinleşmiş … sınırlarının içinde ve kuzeyindeki … ormanının içinde kaldığı, hali hazırda taşınmazın tamamının eylemli devlet ormanı olduğu, parseldeki ormanların … devlet ormanının devamı olduğu, dava konusu 138 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapuda 324.000 m2 ve mera vasfında … malı olarak kayıtlı olduğu, hali hazırda taşınmazın tamamının eylemli devlet ormanı olduğu, parseldeki ormanların … Devlet ormanının devamı olduğu, dava konusu 139 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapuda 134.600 m2 ve mera vasfında … malı olarak kayıtlı olduğu, içinde bir gölet olduğu, hali hazırda taşınmazın tamamının eylemli Devlet ormanı olduğu, parseldeki ormanların … Devlet ormanının devamı olduğu, dava konusu parsellerin … ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı ve … ağacı, maki elamanları, çalı ve fundalıklarla kaplı olduğu, arazideki bitki örtüsünün kaldırılması durumunda ise erozyon ile toprak kayıplarının artacağı kanaatine varıldığı raporda dikkate alınarak … ili, … ilçesi, … köyü 137, 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazların mera vasfı ile tapu kaydının iptali ile … vasfı ile … adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … Başkanlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1943 yılında yapılıp kesinleşen … kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 09.08.1961 tarihinde yapılıp 08.12.1961 – 06.01.1962 tarihleri arasında ilan edilmiş ve taşınmazlar yönünden açılan dava nedeniyle 15.04.1969 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen uzman … bilirkişi raporunda, taşınmazın … sayılan yerlerden olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/01/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.