Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/6101 E. 2019/320 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6101
KARAR NO : 2019/320
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

Tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada … …. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) ile … 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava tazminat ve taşınmazlara vaki müdahalenin men’i ile tapu kaydındaki şerhin terkini konusunda ihtiyati tedbir verilmesi istemine ilişkindir.
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın kesin yetkili taşınmazların bulunduğu … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
… …. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise taraflar arasında akdedilen 14/06/2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin uyuşmazlıklar başlıklı 25. maddesine göre uyuşmazlık halinde … Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı yönündeki hüküm geçerli olmakla birlikte aksi kararlaştırılmadığından uyuşmazlığın taraflarca belirlenen mahkemede çözümlenmesi gerekir. Zira, dava konusu uyuşmazlık, taşınmazın aynına ilişkin olmayıp, sözleşmenin feshine yöneliktir. Dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi talebinin, davacı vekili tarafından davanın devamı esnasında yaşanabilecek hak kayıplarının önüne geçmek amacıyla tedbir mahiyetinde istenildiği açıkça belirtilmektedir. Her iki tarafın da tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle iken, kesin yetki söz konusu olmayıp, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi geçerli olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK’nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb)
Somut olayda, davacı vekili … 6. Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında davacı şirketin malik ve mutasarruffu bulunduğu … köyü, … mevkiinde kain tapunun … pafta, 1062, 1063, 0652, 655, 692, 1124, 1125, 1126,1136 parsel (692, yeni 1136,1137 ve 1138 parseller) sayılı taşınmazları üzerine inşaat yapılamk üzere Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme imzalandıktan sonra taşınmazlar üzerine konut ve sosyal tesis inşaatı yapılmasının inkansız olduğunun öğrenildiğini, bu anlaşmazlık sebebiyle davalı yana … 17. Noterliğinin 05/06/2017 tarih ve 8348 yevmiye nolu tasfiye ve fesih ihtarlı intarname gönderildiği, ancak davalının anlaşmaya yanaşmadığını belirterek taraflar arasında 04/03/2011 tarihli adi, 14/06/2012 tarihli düzenleme şeklinde akdedilen sözleşmenin feshine, feshin haklı olduğunun tespitine, taşınmazların tapu kaydına kat karşılığı inşaat hakkı nın bulunduğuna iişkin şerh düşülmesine, davalının arsalara vaki müdahalesinin men’ine, davacıya ait binaların davalı tarafınan yıkılması, şerhin terkin edilmemesi ve sair nedenlerden doğan zararının tespiti için şimdilik ….000.000,00.-TL’nin davalıdan tazminine, telafisi imkansız zararların doğmasının önlenmesi için taşınmazlara vaki müdahalenin meni ile tapu kaydındakişerhin terkini konusunda ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından; kesin yetki durumu bulunmadığından ve taraflar yetki itirazı ileri sürmediğinden, davanın ilk açıldığı … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili hale gelmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı … 6. Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.