Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5955 E. 2019/322 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5955
KARAR NO : 2019/322
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … … 29. Asliye Hukuk ve … … 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik/yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taraflar arasında düzenlenmiş adi ortaklık sözleşmesi kapsamında sözleşmenin haksız feshine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
… … 6. Asliye Ticaret Mahkemesince uyuşmazlığın adi ortaklığın feshi istemine ilişkin olduğu, tarafların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın ticari işletmeyi de ilgilendirmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
… … 29. Asliye Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi başlıklı belgeden taraflar Türk Ticaret Kanununda düzenlenen limited şirket veya anonim şirket kurulması amacıyla sözleşme imzalamışlardır. Her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince kararlaştırıldığı üzere TTK’nın 585. ve 586. maddeleri gereğince tescil gerçekleşmemiş ve şirket kurulmamış ise de, TTK’nın 588/3 maddesi tescilden önce şirket adına işlem yapanları bu işlemler dolayısıyla şahsen ve müteselsilen sorumlu olduğunu düzenlemiş bulunmaktadır. Yine taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi içeriğinden taraflar yeni bir unvanla kurulacak olan şirketin kurulma anına kadar ticari faaliyette bulunmayı kararlaştırmışlar ve bu süreçte dava dışı 3. bir şirket üzerinden faaliyette bulunmayı kararlaştırmışlar ve davacılar tarafından 3. şirket üzerinden ticari faaliyette bulunulduğu, davacılarca konulan nakdi sermayenin kullanılmak suretiyle ticari faaliyette bulunulduğu, davalının bu faaliyet nedeniyle gelirlerden pay aldığı ancak aldığı paydan davacılara pay vermediğinden bahisle sözleşme gereğince konulan sermaye bedeli ve şirket kurulumu açısından yapılan giderleri ve 3. şirket üzerinden yapılan faaliyetler nedeniyle alınan kar payından dolayı davalıdan alacak isteminde bulunmaktadırlar. Taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin bu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak kabul edilmesi olanaksızdır. Taraflar yeni bir unvanla şirket kurmayı kararlaştırmış bulunduklarından ve TTK’nın 588/3 maddesi gereğince tescilden önce şirket adında işlem yapanlar bu işlemlerinden dolayı sorumlu bulunması nedeniyle ve taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan şirket kurulana kadar dava dışı 3. bir şirket üzerinden ticari faaliyette bulunulduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığa konu davanın TTK …/… maddesi gereğince ticari dava olduğu gibi uyuşmazlığın TTK’nın da düzenlenen şirket kurulumu ve kurulum esnasına kadar yapılan faaliyetler nedeniyle işin ticari iş olduğu, bu nedenle TTK’nın …. Maddesinde düzenlenen ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir.
Somut olayda; Davacılar, vekili müvekkillerinin ve davalının 04/02/2014 tarihli ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını davacı ortakların nakdi sermaye davalı ortağın ise meslek bilgi ve tecrübesini ekleyerek interaktif ajansın kurulumunu sağlayacaklarını ve her bir ortağın % 25 oranında hisseye sahip olacağını ancak davalının şirket bünyesinde alınan işleri tamamlamadığı için işletmenin projelerini sekteye uğradığını alınacak diğer işler için kötü bir referans oluşmasına sebebiyet verdiğini bazı sözleşmelerin işlerin yapılmamasından dolayı iptaline sebep olduğunu sözleşmeye aykırı hareket ederek üstüne düşen edimleri ve çalışmaları tam olarak yapmadığını bu nedenle şirketin zarara uğradığını sözleşmenin 10 maddesine aykırı hareket ettiğini her hangi bir icrada bulunmadığını bilakis sözleşmeyi haksız olarak fesh ettiğini davalının sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeni ile kendisine ihtarname gönderildiğini davalının ihtarnameye cevap vermeyip müvekkillerine farklı konu içeren bir ihtarname gönderdiğini davalının yapılan sözleşmeye göre 7 ay itibari ile yeni bir Ltd. Şirketi veya Anonim Şirket A.Ş olarak sicile tescil edilmesi gerekirsen şartın yerine getirilmediğini bu süreç içerisinde kurulum maliyetleri dahil giderlerin oluştuğunu davalının üstüne düşen edimleri yerine getirmemesi ile zarardan sorumlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin cezai şart ve manevi tazminat hakları da saklı kalmak kaydı ile şimdilik 73.046,52 TL’nin fesih tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … … 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.