Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/582 E. 2019/1125 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/582
KARAR NO : 2019/1125
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ile davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 308 ada 5 parsel sayılı 4427,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı 6 ve 8 sayılı parseller ile bir bütün olarak … ‘nün zilyetliğindeyken, 1971 yılında oğlu …’ye sattığından söz edilerek … adına tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi taşınmazın kesinleşmiş … kadastrosu sınırları içinde kalan … alanı olduğunu belirterek tespitinin iptali ve … niteliğiyle … adına tapuya tescili; … ve arkadaşları ise ortak muristen intikal ettiğini, …’ye satılmasının söz konusu olmadığını belirterek davalılar adına olan tespitin iptali ile ortak muris …’nün tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlar, davalar birleştirilmiştir. Mahkemece diğer davaların reddine, … Yönetiminin davasının kabulüne, … köyü 308 ada 5 sayılı parselin tespitinin iptaline ve … niteliğiyle … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … ile davacılar … ve dava arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 16.10.2012 gün ve 2011/16150 – 2012/11724 E.K. sayılı kararıyla özetle “… kadastro tutanak ve haritaları ile eski ve yeni tarihli harita ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen … bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi ve jeolog bilirkişi raporlarında çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş … kadastro sınırları içinde, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise … sınırları dışında bırakıldığı, %33 eğimli olduğu, 9 adet teras ile bu eğimin giderildiği, taşlık yapıda yer yer ana kayanın ortaya çıktığı, toprağın yüzeysel ve sert yapıda tarımda kullanılmamış olduğu, rantabl tarım yapılacak yerlerden olmadığı, belirlenmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 74. maddesi ve 1086 sayılı Kanunun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi gereğince, hâkim dava ile bağlı olup, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez. … Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş … kadastro sınırları içinde kaldığı iddiası, tespitin iptali ve … niteliğiyle … adına tescili istemiyle dava açıldığı, parselin eylemli … alanı olduğu, kesinleşmiş … sınırları dışında kalsa bile, eylemli … alanı olduğu ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri gereğince … olarak sınırlandırılacak yerlerden olduğunu iddia etmediğine, Hazinenin davası ve katılımı da bulunmadığına göre, mahkemece dava ile bağlı kalınarak, kesinleşmiş … kadastrosu sınırları içinde kalan bölüme ilişkin davanın kabulüne, … kadastrosu sınırları dışında kalan bölüm için … Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak, parselin tamamına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Diğer taraftan, çekişmeli parsellerin bir bütün olarak ortak muris tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı ve davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, mirasın yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edebilmek için, tüm mirasçıların bir araya gelerek, terekeyi iradeleri ile pay etmeleri ve daha sonra bu paylaşıma uymaları gereklidir. Yerel mahkeme tarafından terekeyi oluşturan miras belirlenmemiş, tüm mirasının, mirasçılarının eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
O halde, mahkemece davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, terekeyi oluşturduğu söylenen, muristen kalan, ya da mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tespit edilmeli, tespit edilen parsellerin tespit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile komşularının tespit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, terekeye dahil olduğu belirlenen parsellerden halen dava konusu olanlar var ise gerçek kişilerin iddiasına göre bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları delil olarak getirtilip bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanmalı, yöreyi ve ortak murisi tanıyan yeterince yaşlı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile bu parsellerin başında yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü sorularak, somut olaylara dayalı bilgi ve görgüleri; paylaşımda terekeden kime ne verildiği tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tespit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, uzman bilirkişilere uygulamayı gösteren rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.”gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı … Yönetiminin davasının kısmen kabul, kısmen reddine, diğer davacıların davasının reddine, Taşlıca köyü, 308 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 24/10/2014 havale tarihli ek bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün tespit gibi tapuya tesciline, (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik tespitin iptali ile taşınmazın … vasfı ile … adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.01.1969 tarihinde kesinleşen … tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilan edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşen sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, … kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması mevcuttur.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca … Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına, 19/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.