Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5726 E. 2019/272 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5726
KARAR NO : 2019/272
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleşen dosya davalısı … ile birleşen dosya davalısı …’in ortak vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili 13/12/2012 tarihli dava dilekçesi ile, … ilçesi, … köyü 8339 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların davalı … adına kayıtlı iken … tarafından 2/B iddiasıyla açılan dava sonucu … adına olan tapu kaydının iptal edilerek … adına 2/B niteliğiyle tescil edildiğini, her iki taşınmazın da müvekkili tarafından noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile …’den satın alındığını ve taşınmazın davacının kullanımında olduğunu, 6292 sayılı Kanun gereği iptal edilen tapuların sahiplerine iade edilmesi gerektiğini belirterek taşınmaz henüz iade edilmemiş ise davacıya iadesine, iade edilmiş ise tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 6292 sayılı Kanunun 7/a fıkrasında tapusu iptal edilen taşınmazlar hakkında 2 yıllık süre içinde idareye başvurulması halinde önceki kayıt malikine iade edileceği hükmünün düzenlendiği, henüz 2 yıllık sürenin dolmamış olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 26.11.2014 gün ve 2014/9077 E. – 9846 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında; “Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medenî Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medenî Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Gayrimenkul satımına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237-246 madde hükümleri tapulu taşınmazlara ilişkindir. Bu nedenle, taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir.
Somut olayda davalı … tarafından, … 2. Noterliğinin 05/06/2012 gün ve 11508 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile … köyü 8339 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kat’i ferağ takrirlerini tapudaki engeller kalkınca davacıya vereceğini vaat etmiş, eldeki dava tarihinden önce 03/12/2012 tarihinde, çekişmeli taşınmazların 6292 sayılı Kanun kapsamında iadesi için idareye müracaat etmiş olup, davacı …’ün idareye başvurusu sonucu da dikkate alınarak davalı …’ün dava tarihi itibariyle vaadini yerine getirip getiremeyeceği dikkate alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir” denmiştir.
Bozma ilamına uyulması üzerine yukarıda belirtilen esas sayılı dosya üzerinden yargılama devam ederken … vekilince 22.09.2014 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu taşınmazlara ilişkin resmi kurumlardaki işlemlerini takip etmesi ve gerektiğinde avukat tutabilmesi için davalı …’e … 9. Noterliğinin 12/10/2006 tarih 30909 yevmiye numaralı vekaletnameyi verdiğini, davalının muvazaalı olarak davacının bilgisi ve rızası olmadan dava konusu taşınmazı oğlu olan diğer davalı …’e satış vaadi yaptığını, davalıların baba-oğul olarak birlikte hareket ederek davacıyı mağdur ettiklerini ve hiçbir şekilde para ödemediklerini ileri sürerek, öncelikle davalılar arasında yapılmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, bu taleplerinin kabul olmaması halinde dava konusu taşınmazların rayiç değerlerinin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemli olarak açtığı ve … 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/430 Esas sırasına kaydedilen davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece, asıl davanın reddine, Birleşik … 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/430 Esas sayılı davanın kabulü ile … 2. Noterliğinin 05 Haziran 2012 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dosya davalısı … ile birleşen dosya davalısı …’in ortak vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşik dava; vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali, aksi taktirde tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının peşin harçtan mahsubu ile kalanın istek halinde temyiz edenlere iadesine 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.