Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5676 E. 2019/825 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5676
KARAR NO : 2019/825
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ile davalı … temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

21.11.2008 tarihinde yapılan kadastro sırasında … ili, … ilçesi, … köyü 101 ada … parsel sayılı 43317,43 m² yüzölçümündeki taşınmaz … niteliğiyle; 168 ada … parsel sayılı 34105,18 m² yüzölçümündeki ve 174 ada 11 parsel sayılı 472185,68 m² yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak niteliğiyle … adına tespit edilmiştir.
Davacı …; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 101 ada … parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu 101 ada …, 168 ada … ve 174 ada 11 parsel sayılı taşınmazların dava edildiği belirlenmiştir. Mahkemece, 101 ada … parsele yönelik davasının reddine, 101 ada … parsel sayılı taşınmazın … vasfıyla tespit gibi … adına tapuya kayıt ve tesciline, 168 ada … parsele yönelik davasının kabulüne, (B) harfi ile gösterilen 28642,76 m2 yüzölçümüne sahip kısmın ifrazı ile aynı ada son parsel numarasının eklenmesine ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 174 ada 11 parsele yönelik davasının kabulüne, (C) harfi ile gösterilen 26886,03 m2 yüz ölçümüne sahip kısmın ifrazı ile aynı ada son parsel numarasının eklenmesine ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı … temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik …. maddesi hükmüne göre yapılıp ayrı tarihlerde ilân edilen … kadastrosu vardır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yeterli inceleme yapılmadan, gerçeğin bir görüntüsü olan en eski tarihli hava fotoğrafı incelenerek dava konusu yerlerin öncesinin hukuki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların cinsi, yaşı ve kapalılık durumu belirlenmemiş, ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli 168 ada … parselde kalan yerin etrafında ve içinde 80-300 yaşlarında 1000 adet ceviz olduğu belirtilmekle taşınmazın içinde mi etrafında mı, taşınmazın içinde bulunan ceviz ağaçlarının kapalılık oranı hususunda tereddüt oluşmuş; 174 ada 11 parsel hakkındaki değerlendirmesinde arazinin etrafında raporda yaşları ve miktarları yazılı muhtelif meyve ağaçları bulunduğu belirtilmiş olduğu halde “ağaçların planlanarak dikilmiş olmasından, uzun sürelerden beri tarım yapıldığı anlaşılmaktadır” tespiti nedeniyle 174 ada 11 parseldeki kullanımın niteliği hususunda tereddüt oluşmuş, ayrıca davacı adına aynı kadastro çalışma alanında belgesizden toplam 34145,91 m2 yüzölçümünde taşınmaz tespit edildiği bildirildiği halde bu taşınmazların kuru veya sulu tarım arazisi olup olmadıkları araştırılmadan ve ziraat bilirkişi tarafından mahkemece kabul kararı verilen (B) ve (C) harfi ile gösterilen taşınmazların sulu tarıma uygun olduğu belirtildiğine göre mahkemece 5403 sayılı Kanunun 3/J maddesinde düzenlenen sulu tarım arazisi tanımına aykırı gerekçeyle taşınmazların kuru tarım arazisi sayılması da doğru görülmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince … sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen …/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritası ile kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile bir yüksek … mühendisinden bulunmaması halinde bir … mühendisi bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem …/5000 ve hem de …/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın … sayılmayan yerlerden olması o yerin kişi adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
…) … sayılan veya … rejimine girmiş (15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastro Yönetmeliği madde 26) yerlerden ya da 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi (3402 sayılı Kanunun 16. md. A, B, C, D bentleri kapsamında kalan yerler),
2) İl, ilçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Kanunun 17/2. md. H.G.K. 25.04.2001 gün 2001/20-390-396 S.K.),
3) O yerde … kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. Ve … Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında … içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K.nun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile … içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
Somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca;
a) Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
b) 3402 sayılı Kanunun 14/…. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları, sulu tarım arazisi olup olmadıkları ve miktarı, tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden ve dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ile davalı … temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 11/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.