Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5637 E. 2019/916 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5637
KARAR NO : 2019/916
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … ve asli müdahil … vekili Av…. tarafından istenilmekle, tayin olunan 12/02/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar … ve arkadaşları vekili Av…., diğer taraftan davalılar … vekili Av. …, … Yönetimi vekili Av. … ve asli müdahil … vekili Av. … geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

KARAR

3402 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarıcna yapılan kadastro sırasında … ili … ilçesi … mahallesi 105 ada 27 parsel sayılı 3230,32 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla ve davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı vekili, asliye hukuk mahkemesine hitaben verdiği 20/07/2006 tarihli dilekçesinde özetle, sınırlarını bildirdiği … köyünde bulunan iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescili istemiyle dava açmış, … dava konusu taşınmaza ilişkin hakları temlik aldığı iddiasıyla, … ve … ise taşınmazın kendilerine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmışlar, mahkemece, müdahillerin davasının ispatlanamadığından reddine, davacının davasının kabulü ile 26/11/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1 ve A2) ile işaretli toplam 2973 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm …, … Yönetimi ve müdahil … vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2014/6288 E.- 10566 K. sayılı kararıyla “…) Müdahil … vekilinin temyiz itirazları bakımından; satın almaya dayalı bir kullanım ispatlanamadığından temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) … Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazları bakımından; uzman bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazın kesinleşen … sınırı dışında kaldığı, 1972 tarihli memleket haritası ve 1960 tarihli hava fotoğraflarında … sayılan yerlerden olmadığı, (A1) ve (A2) ile işaretli bölümlerde davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
 Şöyle ki; davacının kullanımında olan (A1), (A2), (A3) ve (A4) ile işaretli toplam 3229,23 m2 taşınmazdan 17.03.1998, 22.06.2001 tarihli zilyedlik devir senedi kapsamında olan (A1) ve (A2) bölümü hakkında davacı adına tescil hükmü kurulmuş, diğer bölümlerin senet kapsamı dışında olduğu kabul edilmiştir. Ancak; taşınmazların genel arazi kadastrosu sırasında hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, komşu 106-108 parsellere ve kuzeydeki 2/B alanında kullanım kadastrosu yolu ile oluşan komşu parsellere ait ilk kadastro tespit tutanakları, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmemiş, ziraat uzmanı bilirkişi ve yerel bilirkişiler, taşınmazların geçmişte bahçe olarak kullanılırken son yıllarda kullanılmadığını açıkladıkları halde, dava tarihinden 20 yıl önceki tarihlerdeki kullanım durumunu ve tasarruf sınırlarını göstermek üzere 1980′ li yıllara ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinden araştırma yapılmamış, buna göre zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmamış, (A3) ve (A4) bölümü ile (A1) ve (A2) bölümlerinin güneyinde sarı renkle gösterilen, ancak, numara verilmeksizin 978,38 m2 olarak ölçülen yerlerle ilgili olarak, Hazinenin 15.01.2010 tarihli dilekçe ile tescil talebi bulunduğu halde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince … sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar – ihya olarak kabul edilemez) ve imar – ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritalarının incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde; mahkemece bir fen elemanı, bir ziraat uzmanı, bir … bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, tüm komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, sonradan kullanım kadastrosu yolu ile oluşanların güncel tapu kayıtları, davalı olanların dava dosyaları getirtilmeli ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri; arazi kadastrosunda tespit harici bırakılma sebebi araştırılmalı, en eski memleket haritaları ve hava fotoğrafları ile 1980’li yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, taşınmazın komşu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, zilyedliğe konu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, 1987 yılına ait … kadastro tutanaklarında ne şekilde gösterildiği belirlenmeli, ziraat uzmanından zilyedlikle kazanılacak yer olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, davacı adına tescile konu olamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler bakamından Hazinenin tescil talebi değerlendirilerek hali hazır niteliğiyle … adına tescile karar verilmelidir.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiş, yargılama sırasında yörede kadastro çalışmalarına başlanılması ve taşınmaz hakkında kadstro tutanağı düzenlenmesi üzerine dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, yargılama sonucunda mahkemece davacı … ve müdahillerin taleplerinin ayrı ayrı reddine, dava konusu … ili … ilçesi Göllü mahallesi 105 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitindeki miktarı ve niteliği ile … adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … ve asli müdahil … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ve kadastro tespitine itiraza işkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan … kadastrosu ile 1987 yılında kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 2896 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2037,00.-TL vekalet ücretinin davacı … ve asli müdahil …’ndan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … Yönetimi ve … ile asli müdahil …’e verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 12/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.