Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5544 E. 2019/3030 K. 02.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5544
KARAR NO : 2019/3030
KARAR TARİHİ : 02.05.2019

…….
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 16/09/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ., …… yüzölçümü ile kayıtlı bulunan taşınmazı satın aldığını, kadasro çalışmaları sırasında bu tapunun kapsamında kalan 505 ada ve 37 sayılı parsellerin müvekkii adına tespit edilmesine rağmen, Orman Yönetiminin itirazı üzerine, kadastro mahkemesinin kesinleşen kararı ile 505 ada 1 sayılı parselin 34.997,16 m²’sinin 505 ada 43 orman parseli olarak ve 37 sayılı parselin ise tamamının orman olarak Hazine adına tescil edildiğini, müvekkilinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir sicil kaydına güvenerek işlem yaptığını, aradan 40 yıl geçtikten sonra bir Devlet kuruluşu olan Orman Yönetiminin Devletin sicil kaydının doğru olmadığı gerekçesi ile açılan davanın hukuki dayanağının …. vermiş olduğu kararlara uygun olmadığını ileri sürerek 505 ada 37 sayılı parsel ve 505 ada 43 parsel sayılı taşınmazların bedeline karşılık gelecek şimdilik 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise 27/04/2015 tarihli harçlı ıslah dilekçesi ile talebini 1.528,475,99 TL’ye yükseltilerek dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, 25/01/2016 tarihli yeniden ıslah dilekçesi ile mahkemece kesinleşen tarihine göre belirlenen değerin kabul edilmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren faiziyle tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında Hazine davalı sıfatı ile davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile 983.127,32 TL tazminatın 24/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece usul ve kanuna aykırı olarak hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK’nın 49-52. maddeleri (6100 sayılı HMK’nın 61 vd. md.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği açıktır.
Dava, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesine göre açılan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin Hazineye yöneltilmesi zorunludur.
……
Ancak; davacı … Yönetimine husumeti yönelterek dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmişse de dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatı kazanılamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usûlüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan Hazine aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.