Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5345 E. 2019/927 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5345
KARAR NO : 2019/927
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 15.10.2008 tarihli dilekçesiyle … köyü, … mevkiinde bulunan 121 ada 89 parsel sayılı taşınmazın 2/B madde uygulamasıyla … adına yazıldığını, ancak, bu yerin içinde 10600,00 m² yüzölçümündeki zeytinlik vasfında ve içinde meyve ağaçları olan taşınmazının bırakıldığını, bu yerin … olmadığı ve … sınırları dışına çıkarıldığı tarihten bu yana 20 yılı aşkın sürenin geçtiğini belirterek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 121 ada 89 sayılı parsel içinde tesbit gören 10600,00 m²’lik taşınmazın 121 ada 89 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının talep ettiği ve krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin … sayılan yerlerden olduğu, aynı krokide (C) harfi ile gösterilen taşınmazın ise 3402 sayılı Kanunun Ek- …. maddesine göre yapılan kadastroda 121 ada 402 parsel sayısı ve 2/B madde niteliğiyle … adına tesbit edilip davacı kişi lehine kullanım şerhi verildiği gerekçeleriyle davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından esasa yönelik, davalı … Yönetimi tarafından ise vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.03.2014 gün ve 2014/1828 E. – 3854 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ”…) 121 ada 89 sayılı parsel içinde yer alan ve hakkında daha sonra 121 ada 402 parsel sayısıyla kullanım kadastro tutanağı düzenlenen krokide (C) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve yörede 2008 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava konusu 121 ada 89 sayılı parselin krokide (C) harfi ile gösterilen 2854,38 m² yüzölçümündeki bölümü hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği için davanın açıldığı tarihte kadastro mahkemesi görevli değil ise de, yargılamanın devamı sırasında yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek …. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında krokide (C) harfiyle gösterilen bölüm hakkında 121 ada 402 parsel sayısıyla tutanağın beyanlar hanesine davacı … lehine kullanım şerhi verilerek kadastro tutanağı düzenlendiği için uyuşmazlığın çözüm yerinin kadastro mahkemesi olduğu ve kesinleşmiş 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden mülkiyet iddiasının dinlenmeyeceği gözetilerek bu bölüme yönelik davanın reddi yolunda kurulan hükümde isabetsizlik bulunmadığına göre davacı …’in bu bölüme yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) 121 ada 89 sayılı parselin çap ve yüzölçümü dışında yer alan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A ve B) harfleriyle gösterilen sırasıyla 1596,64 m² ve 3553,98 m² yüzölçümündeki taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek- …. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A ve B) harfleriyle gösterilen sırasıyla 1596,64 m² ve 3553,98 m² yüzölçümündeki taşınmazlar hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu taşınmazların 2/B madde kapsamı dışında kalan … tahditi içinde kaldığı, mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir.
Kadastro mahkemesinin görevi; kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin …. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup, kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; mahkemece, bilirkişi raporuna ekli krokide (A ve B) harfleriyle gösterilen taşınmazlara yönelik açılan dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır” denilmiştir.
Bozma kararı sonrası … Kadastro Mahkemesi çekişmeli (A ve B) kısımları yönünden görevsizlik kararı ile dosyayı görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine göndermiştir.
Mahkemece davanın reddine, dava konusu 121 ada 89 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü dışında kalan ve fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ….596,64 m² ve (B) harfi ile gösterilen 3.553,98 m² yüzölçüm alanların ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle … vasfıyla … adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan … kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamaları ile 12.04.1988 ilâ 12.10.1988 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek- …. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A ve B) harfleriyle gösterilen sırasıyla 1596,64 m² ve 3553,98 m² yüzölçümündeki taşınmazlar hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu taşınmazların 2/B madde kapsamı dışında … parseli içinde kaldıkları mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlendiği, … tahdit çalışmasının ise 1948 yılında yapıldığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ”Dava konusu 121 ada 89 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü dışında kalan ve fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ….596,64 m² ve (B) harfi ile gösterilen 3.553,98 m² yüzölçüm alanların ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle … vasfıyla … adına tesciline” karar verilmek suretiyle ayrıca tescil hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.