Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/5239 E. 2018/8372 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5239
KARAR NO : 2018/8372
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 20.01.2016 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin murisinin maliki olduğu …. mahallesi 371 parsel sayılı taşınmazın …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/5 E. – 2008/167 K. sayılı ilamıyla orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, temyiz incelemesinden geçerek 06.02.2009 tarihinde kesinleştiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 313.709,01 TL tazminatın 06.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, tapu iptali tescil davasında ödenen 37.552,90 TL yargılama giderinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine vekili; tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 313.709,01 TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderlerine ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından yargılama giderlerine ilişkin tazminat isteği yönünden, davalı Hazine vekili tarafından ise hükmedilen tazminat yönünden temyiz edilmekle Dairenin 20.03.2012 gün ve 2011/14871 E. – 2012/4102 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın arsa veya arazi olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadan, piyasa koşullarına göre belirlenen tazminata hükmedilmesinin ve yargılama giderlerine ilişkin tazminat isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, bu sebeple çekişmeli taşınmazın arsa veya arazi olup olmadığının araştırılması, arsa ise emsal karşılaştırması, arazi ise zirai gelir yöntemiyle taşınmazın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihteki gerçek değerinin belirlenmesi, davacılar tarafından tapu iptali ve tescil davasında ödenen yargılama giderleride TMK’nın 1007. maddesi kapsamında zarar olarak değerlendirilerek hesap bilirkişisinden bu yönde rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
Bozma sonrasında davacı vekili 12.10.2015 tarihli dilekçe ile; fazlaya ilişkin hakları saklı tutup kısmi davada bilirkişi incelemesiyle belirlenen miktardan kalan 76.020 TL tazminatın tapu iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 3.693 TL yargılama giderinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle ek dava açmıştır.

Mahkemece; ek dava, eldeki dava ile birleştirildikten sonra asıl davanın kabulüne, 313.709,00 TL tazminatın 06.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle birlikte, 37.552,90 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen ek davanın kısmen kabulüne, 76.020 TL tazminatın 06.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine, 3.693 TL yargılama giderine ilişkin isteğin zamanaşımı süresi içinde açılmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, tapu iptal kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde eldeki dava açıldığına, arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu ile değer belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19/12/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.