Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/4942 E. 2019/113 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4942
KARAR NO : 2019/113
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 07.06.2018 gün ve 2018/379 E. – 4506 K. sayılı ilamıyla onama kararı verilmiş, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, … beldesi 1192 parsel sayılı 17750 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 1943 yılında yapılan ve kesinleşen … kadastrosu sınırları içinde iken 1990 yılında yapılıp 29/09/1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu … adına … sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile … adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, Hazinenin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu parselin bilirkişi krokisinde (B) harfi ile işaretli 2308.59 m2’lik bölümüne ait tapu kaydının iptaline, kütüğün beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ile … rejimi dışına çıkartılmıştır” şerhi de verilerek hali hazır niteliği ile … adına tapuya tesciline, kalan bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiş; hükmün … ve davalı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/10/2008 tarih, 2008/9552 – 12289 E.K. sayılı kararı ile davalı gerçek kişinin temyiz itirazları reddedilerek … temyizi yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında “Kesinleşmiş … kadastrosunun bulunması halinde, kural olarak bir yerin … olup olmadığının kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümleneceği, ancak … kadastrosu 4785 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce yapılmışsa, 3116 sayılı Kanun, sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngördüğünden, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan … kadastrosunda … sınırı dışında bırakılan taşınmazların … olup olmadığını belirlemekte yetersiz kalacağı, bu halde, taşınmazın … olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, yörede 4785 sayılı Kanun hükümleri gözetilmek suretiyle yapılmış bir … kadastro çalışması bulunmadığından … kadastro sınırları dışında kalıp da memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında … olarak görünen taşınmaz bölümlerinin de … niteliği ile … adına tescil edilmesi gerektiğinin düşünülmesi, raporu hükme esas alınan bilirkişilerce memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının yöntemince uygulandığı ve bu belgeler üzerindeki konumunun gösterildiği, rapora ekli memleket haritasının incelenmesinde taşınmazın orta kısmında yeşil alanda kalan bir bölümünün daha bulunduğu, o halde dosyanın raporu hükme esas alınan fen ve … uzmanı bilirkişilere tevdii ile kendilerinden yeşil alanda kalan bu bölümü de gösterir infaza elverişli kroki alınması ve … niteliğinde … adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 2776.27 m2’lik bölüme ait tapu kaydının iptali ile bu bölümün … niteliği ile … adına tesciline, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 2308.59 m2’lik bölümün de tapusunun iptali ile … adına tesciline, (B) bölümünün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince … adına … rejimi dışına çıkartılan yerlerden olduğu anlaşıldığından tapu kaydının beyanlar hanesinde bu yolda şerh verilmesine karar verildiği, … ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 22/11/2012 tarih ve 2012/8235 – 13144 E.K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “6831 sayılı … Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle … adına … sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni … alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve … köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı “… Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına … Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı … Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/02/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince … adına … sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için … tarafından dava açılmaması, açılan davlardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacının davasının kısmen kabulü ile, … ili, … ilçesi, … köyü … mevkiinde kain 1192 parselin 06/04/2009 tarihli bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 2776.27 m2’lik kısmının davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile, bu kısımın … niteliği ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.06.2018 tarih, 2018/379 E. – 4506 K. sayılı kararı ile onanmış, davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, kararın esası yönünden isabetsizlik bulunmadığından davalı kişinin ve davacı Hazinenin esas yönünden karar düzeltme talepleri yerinde olmadığından reddine, Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince Hazinenin açtığı davalar nedeniyle davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hüküm kısmının 3 ve … nolu bendlerinin kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı … üzerinde bırakılmasına ve davacı … lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekilinin esas yönünden karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, davalı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 07.06.2018 gün ve 2018/379 E. – 4506 K. sayılı onama kararının KALDIRILARAK yerel mahkemenin 09/04/2014 gün ve 2013/187 E. 2014/108 K. sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca 389.00.-TL para cezasının Hazineden alınmasına 15/01/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.