Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/4620 E. 2018/7495 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4620
KARAR NO : 2018/7495
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … 28.01.2009 tarih dilekçesiyle, …. köyünde sınırlarını bildirdiği 150 m² yüzölçümündeki taşınmazı, …’dan 08.12.1985 tarihinde satın aldığı ve o tarihten beri malik sıfatıyla zilyet ettiği, taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, fen bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.05.2010 tarihli krokide sarı renkle taranarak gösterilen dava dışı … köyü 129, 130 ve 131 sayılı parsellerle çevrili 865,03 m² yüzölçümündeki bölümün, adanın son parsel numarasıyla davacı adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Dairece 16.10.2012 gün 2011/14832 E. -11715 K. sayılı karar ile bozma nedenine göre sair hususların incelenmediği belirtilerek özetle “Genel kadastroda tapulama dışı bırakılan alanın tapuya tescili istemiyle dava açıldığı halde, davanın köy tüzel kişiliğine yönlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” hususuna değinilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece, husumet … köyü tüzel kişiliğine yaygınlaştırılmış, yapılan keşif sonrasında davacı yanca 19.08.2010 harç tarihli ıslah dilekçesi ile adlarına tescilini talep ettiği taşınmaz miktarını 865,03 m2’ye yükseltmiştir.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulüne ve fen bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.05.2010 tarihli krokide sarı renkle taranarak gösterilen dava dışı … köyü 129, 130 ve 131 sayılı parsellerle çevrili 865,03 m² yüzölçümündeki bölümün, adanın son parsel numarasıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
… köyünde genel arazi kadastrosu kısmen 1970 yılında yapılıp kesinleşmiş, kısmen de 2008 yılında yapılıp 30.12.2008 ilâ 28.01.2009 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Çekişmeli taşınmaz, bu işlemde Devlet ormanı olarak kadastro dışı bırakılmıştır.
Mahkemece fen bilirkişisi raporunda dava dışı … köyü 129, 130 ve 131 sayılı parsellerle çevrili 865,03 m² yüzölçümündeki bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de verilen karar usûl ve Kanuna aykırıdır.

Şöyle ki; dava TMK’nın 713. maddesi hükümlerine göre açılmış tescil davası olduğuna göre böyle bir davada aynı Kanunun 713/3. maddesi uyarınca davanın, yasal hasım olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Hal böyle olunca; davalı … tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak Marmaris ilçesinin belediyesine katılması nedeniyle davada … ve … Büyükşehir Belediye Başkanlığına da husumetin yöneltilmesi ve taraf eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru değildir.
Ayrıca mahkemece yapılan araştırma ve inceleme de hükme yeterli değildir. Şöyle ki, eldeki davada davacı yan dava dilekçesi ekinde yer alan köy senedi ile satın aldığı taşınmazın adına tescilini istemiş olup keşifte bu senedin zemine uygulaması yapılmadığı gibi dava konusu taşınmazın komşularının kadastro tespit tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve dayanakları da mahkemece getirtilerek keşif sırasında nazara alınmamıştır. Bu durumun temyiz incelemesi sırasında belirlenmesi üzerine Dairenin 27.01.2015 günlü iade kararı ile taşınmazın sınır komşusu olan 221 ada 120, 129, 130 ve 131 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanağı belgelerin onaylı suretleri, davalı iseler dava dosyaları veya kesinleşme şerhli onaylı karar örnekleri ile onaylı tapu kayıt suretlerinin dosyaya getirtilmesi istenmiş, iade sonrasında dosya arasına alınan komşu taşınmazların kayıtlarından ise tespitlerin 21/07/1969 tarih 64 sıra nolu tapu ve Karahayıt mevkii 216 tahrir nolu vergi kaydı uygulanarak kişi adına yapıldığı ve bir kısmının hükmen tescil edildiği anlaşılmış mahkemece tespitlerine esas tapu ve vergi kaydı ise getirtilmemiştir. Bu hali ile taşınmazın sınır komşusu olan taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kaydının nizalı taşınmazı yön olarak ne gösterdiği denetlenememektedir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece öncelikle, … ve … davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, taraflardan tüm delil ve belgeleri istenmeli, komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanakları ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, davacı yanın dayanağı köy senedi ve komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden kayıtlar zemine uygulanmalı; dayanak senedin kapsadığı alan belirlenmeli, komşu taşınmazlara ilişkin hudutların dava konusu taşınmazı ne okuduğu denetlenmeli, keşif ve uygulama bilirkişinin düzenleyeceği krokiye yansıtılmalı ve sonrasında toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve taraf teşkili ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.