Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/4474 E. 2018/8263 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4474
KARAR NO : 2018/8263
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

2013 yılında yapılan yapılan kadastro sırasında … köyü 101 ada 1 sayılı taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı 27.02.2014 tarihli dilekçe ile; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 101 ada 1 sayılı taşınmazların bir bölümünün orman sınırları dışına çıkarılması muris Tahir Uzun mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ise tapu kaydına dayanmıştır.
Mahkemece dava konusu taşınmazın 101 ada 1 sayılı parsel içinde (A) harfi ile gösterilen bölüm olup, orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine, … mahallesi 101 ada 1 sayılı parsel hakkında mahkemenin 2014/107 E. sayılı dosyasında tescil kararı verildiğinden, tescil konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılarak 16/01/2014 tarihinde ilân edilen orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme dayanak yapılan ziraat, fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda incelenen 1958 tarihli memleket haritasının yapımında kullanılan hava fotoğrafı getirtilip uygulanmamış, çekişmeli taşınmazın eğiminin nasıl belirlendiği açıklanmamış, davacı 14/12/1958 tarih ve 61 sıra nolu kaydına tutundukları halde mahkemece dayanak tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmadan, dayanak tapu kaydı keşifte uygulanmadan, davanın reddine karar verilmiştir.
Bunlardan ayrı; tespit maliki Hazine davaya dahil edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp sonuçlandırılmıştır.
O halde, öncelikle çekişmeli … köyü 101 ada 1 sayılı taşınmaz hakkında açılmış ve derdest başka davaların bulunup bulunmadığı araştırılmalı, aynı taşınmaza ilişkin açılan davalar birleştirilmeli, aynı tapu kaydına dayanılarak açılan davalar da bulunduğundan (Dairenin aynı gün incelemesi yapılan 2018/4471 E. sayılı dosyası gibi) bu davalar da birleştirilerek, dava dilekçesi tespit maliki Hazineye tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, delil ve belgeleri istenmeli, davacıların dayandıkları tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği tapu müdürlüğünden sorulmalı, revizyon görmüş ise anılan parseller ile çekişmeli yere komşu olan taşınmazların kadastro tespit tutanakları var ise dayanak belgeleri (kadastro sırasında uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının), halihazır harita, münhanili kadastro paftası ve topoğrafik harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, daha sonra önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava

fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle temyize konu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumları saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapıları, bitki örtüleri, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, temyize konu yerlerin konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile üç boyutlu inceletilip, temyize konu taşınmaz üzerinde neler gözüktüğünü (bitki örtüsü, ağaçların cinsi,sayısı vb.) belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, davacıların dayandıkları tapu kaydı, yerel bilirkişi yardımıyla ve kadastro fen bilirkişi marifetiyle uygulanmalı, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydının sabit sınırdan başlanarak miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle temyize konu taşınmazların gerçek eğimi belirlenmeli, toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.