Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/3427 E. 2019/356 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3427
KARAR NO : 2019/356
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nun 03.02.2008 tarihine kadar davacı sitenin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı, diğer davalılar … ve …’in ise …’nun akrabaları olduğu, 03.02.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında bilanço ve denetim raporunda, kasa hesabında 89.813.00 TL’nin eksik olduğunun saptandığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle genel kurulda yeni seçilen yöneticilerle bir araya gelen davalıların …’nun bu borcunun diğer davalıların kefaleti ile yeniden yapılandırılmasını talep ettiğini, bu görüşme sırasında 01.04.2008 tarihli tutanağın düzenlendiği, bu tutanağa göre …’nun siteye olan borcuna karşılık verdiği 90.000.00 TL’lik bononun iptal edilerek ileri tarihli yeni senetlerle değiştirilerek borcun yeniden yapılandırıldığı, yapılandırma protokolünde düzenlenen bonoda davalılar … ve …’in müşterek ve müteselsil kefil olduklarını beyanla 89.813.00 TL alacağın 03.02.2008 genel kurul veya 01.04.2008 tutanak tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacının aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 11.12.2014 tarih 2014/11087 Esas ve 2014/18064 Karar sayılı ilamı ile “…Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu… Sitesinde kat mülkiyetinin kurulu olduğu, davacı yönetime bu davayı açması için 06.02.2009 günlü kat malikleri kurulunca yetki verildiği, kaldı ki dava açmak için vekalet veren her iki yöneticinin de kat maliki oldukları, böylelikle bu davayı açmakta site yönetimin aktif husumeti olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda değinilen esaslar gözönünde tutularak davaya bakılıp toplanacak kanıtlar çerçevesinde esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davacının aktif husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulması sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın davalılar … ve … açısından reddine, davanın davalılardan … açısından kısmen kabul kısmen reddi ile 89.430,00 TL’nin dava tarihi olan 06/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yöneticinin sorumluluğu esasına dayanan alacak istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Dosyada ki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davalı …’nun eski yönetici olduğu ve site yönetimine ilişkin belgelerin incelenmesi sonucu kasada oluşan açığın davalıdan kaynaklandığı iddiasıyla dava açıldığı anlaşılmıştır.
Kat Mülkiyeti Kanununun 36. maddesi uyarınca yönetici, anataşınmazın yönetimiyle ilgili tüm gelir ve giderleri yöntemince tutulacak deftere işlemeye ve giderlerin belgelerini bir dosyada saklamaya mecbur ise de, Kat Mülkiyeti Kanununun 36. maddesinde belirtilen defterleri tutmak ve belgeleri saklamakla görevli olan ve aynı Kanunun 39. maddesi hükmüne göre, yöneticiliği döneminde elde ettiği gelirler ile yapılmış giderlerin hesabını vermekle yükümlü bulunan yöneticinin yaptığı harcamalar, tuttuğu defterler ve sakladığı belgelerin incelenmesi sonucunda saptanabileceğinden; bunun için davalının yöneticiliğe seçildiği tarihte kendisine devredilmiş olan ortak para ile o tarihteki borç ve alacakların tutarı, yöneticiliği döneminde toplanan avanslar ve yapılan harcamaların miktarları belirlenip gelir ve giderlere ilişkin olarak alınan makbuz, belge, fatura, fiş vs. evrak ayrıca varsa taraflardan sorularak ilgili yerlerden getirtilip yönetimce yapıldığı iddia edilen işlemlerle ilgili masraflarının tespiti amacıyla gerektiğinde yerinde denetimi yapılarak fatura, belge ve banka kayıtlarının doğruluğu bir bütün halinde mali müşavir bilirkişiye incelettirildikten sonra davalının sorumlu olduğu döneme ilişkin ödemesi gereken bir meblağ bulunup bulunmadığı tam olarak tespit edilip alınacak uzman bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken; davalının kira bedellerinin tespiti ve Akdağ Yalıtım Şirketine yapılan ödemeler gibi makbuza bağlanmayan harcamalar bulunduğu savunması değerlendirilmeksizin, yönetim gelirlerinin dayanakları ve borcun hangi kalemlerden oluştuğu (asıl borç, ceza miktarı ve işlemiş faiz miktarı vs.) tek tek açıklanmadan hazırlanan denetlenmeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.