Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/2854 E. 2019/4180 K. 18.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2854
KARAR NO : 2019/4180
KARAR TARİHİ : 18.06.2019

…………
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi 21.4.1998 havale tarihli dava dilekçesiyle….. içerisinde kalan….. ilk orman tahdidinin 3116 sayılı Orman Kanunu uyarınca 1940 yılında yapıldığını, süresi içinde yapılan ilana herhangi bir itiraz bulunmaması nedeniyle 05.02.1949 tarih Cilt: 51, Sayfa: 29’da….. adı ile tapu siciline Hazine adına 2874 hektar olarak tescil edildiğini, bu tahdide karşı 1956 yılında 6831 sayılı Kanunla tanınan bütün tahdit işlemlerine karşı verilen 3 aylık ek sürede dava açılmadığını, bu süreç içinde 11.11.1955 tarihinde davalılar adına kayıtlı bulunan ve iptali istenen tapunun önceki maliklerinin 5658 sayılı Kanun gereğince bu yerin orman tahdidinden çıkarılarak eski sahipleri olarak kendilerine iade edilmesi gerektiğini bildirerek başvuruda bulunduklarını, bu talep sonucunda Orman Genel Müdürlüğünün….. etrafının orman sayılmayan maki ile çevrili olduğu, 5658 sayılı Kanunun l. maddesindeki iade şartlarına haiz bulunduğu gerekçesi ile 160 hektarlık ormanın hususi orman vasfı ile geri verilmesini ziraat vekaletinin onayına sunduğunu, ziraat vekaletinin Olurlarına istinaden …. Müdürlüğünün 2. Tapu Müdürlüğü’ne bir yazı gönderdiği bu yazıda miktar belirtilmeden…..hudutları dahilinde Maliye Hazinesi adına 05.02.1949 tarih yevmiye:281, cilt:51, sayfa:20’de kayıtlı……adı verilen yerin 5658 sayılı Kanun gereğince iadesi cihetine gidildiği, Hazine adına yapılan kaydın terkini ile kaydın ihyasına, 5658 sayılı Kanuna göre iade edilen …..mensuplarının eski tapu kayıtlarında yazılı hisseleri nispetinde ve ilgili şahıslar lehine orman olarak tescil edilmesinin istendiği fakat Orman İşletme Müdürlüğü’nün 160 hektar yerine sehven 2874 hektarlık ormanın tamamının terkin edilmesini istemiş ve neticede 2874 hektar olarak tahdidi yapılmış ve kesinleşmiş … Devlet Ormanının tamamının tapusunun kapatıldığını, iade Oluru işleminin yanlış olduğunun yapılan tahkikatla tespit edildiğini ve buna istinaden de 14.05.1992 tarihli Orman Bakanlığı Oluru ile Anayasamızın 169. maddesine göre Devlet Ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağı esas alınarak bahsi geçen evvelki hatalı Olurun iptal edilerek geri alındığını, son olarak 1990 yılında … köyü sınırları içerisinde 5 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 1948 yılında yapılan orman tahdidatının aplikasyonu ve 2/B uygulaması yapmak üzere 27 nolu Orman Kadastro Komisyonunun görevlendirildiğini bu komisyonun 2/B çalışmaları sonucunda davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kaydının 2/B arazisi olarak değerlendirilmediğini, kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan tapu kaydının hiçbir kıymeti kalmadığını ve Devlet ormanlarının şahıslar adına tapuya bağlanması mümkün olmadığından davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Maliye Hazinesi adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece taşınmazların kapsadığı alanın genişliği dikkate alınarak sağlıklı yargılama yapılabilmesi açısından dava dosyalarının tapu kayıtları esas alınarak tefrikine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; … ili, Gaziemir ilçesi, Atıfbey mahallesi, 11187 ada 1 sayılı parselde tescilli 2874 hektarlık orman vasıflı parselin içerisinde kaldığı anlaşılan davalılara ait 09.11.1988 tarih, Cilt No:109, Sayfa:18, Sıra No:40’da kayıtlı 183800 m² yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydının iptaline, davalıların taşınmaza müdahalelerinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
-2-
2018/2854 – 2019/4180

A) Davalılar tarafından 11.12.1992 tarihli dava dilekçesiyle iptali istenen 09.11.1988 tarih 33 nolu tapu kaydı ve daha 24 adet tapu kaydına dayanılarak … Kadastro Mahkemesinde orman kadastrosunun iptali istemiyle dava açıldığı; mahkemenin davacıların 160 hektarlık bölüm hakkındaki davasının reddine dair verdiği kararın 20. Hukuk Dairesinin 2005/10925 – 12446 sayılı kararıyla; [mahkemenin de kabulünde olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartma ya da çıkartmama yetkisi orman kadastro komisyonlarına ait olup, gerçek kişilerin çıkarma ya da çıkarmama konusunda Orman Yönetimini zorlayamayacağı gibi, devlet ormanlarından orman rejimi dışına çıkartma işlemi yasa hükmü gereği olarak Hazine yararına olacağından Dairenin kararlılıkla uyguladığı ve Hukuk Genel Kurulunun 1994/690 K. ve 1994/729 K. ve 1994/863 K. sayılı ilamlarıyla benimsediği içtihatlara uygun olarak gerçek kişilerin, somut olayda davacıların dava açmada hukukî yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve yapılan aplikasyon da doğru olduğundan, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla Orman Yönetimi ve Hazinenin karar düzeltme isteğinin kabulü ile dairenin bu konuya ilişkin verdiği 12.12.2000 gün 2000/6967-10494 sayılı bozma kararının kaldırılarak davacı … ve arkadaşlarının tüm temyiz itirazlarının reddiyle mahkemenin 13.04.2000 gün 1992/147-30 sayılı kararının bu bölümünün onanması,
B) Mahkemece 14.08.1957 tarihli özel orman Olur’una konu olduğu kabul edilerek “30.10.1996 ve 11.11.1996 tarihli harita mühendisi bilirkişilerin düzenlediği haritalarda hudutları gösterilen yeşil renkli 160 Hektarlık alana münhasır olmak üzere davanın kabulü ile bu kısım yönünden (27) numaralı orman tahdit komisyonunun yaptığı işlemin iptali ile bu kısmın orman dışına çıkarılmasına” dair verdiği karar bölümüyle ilgili Yönetimlerin karar düzeltme istemlerine gelince: Yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı gibi, özel orman Olur’u, ilgili Bakana ait olmadığı her haliyle belli ve açık olan sahte imzayla başlatılan ve idare yanıltılarak alınan işlemler sonucu verildiğinden; esasen bu 1160 hektarlık yer de içinde olmak üzere 160 hektarlık yerin dört tarafı hakkında yapılan orman kadastrosu işleminin kesinleşmesi sonucu birlikte Şubat 1949 tarih 29 numarada 2874 hektar yüzölçümüyle Hazine adına tescil edilmiş Devlet ormanı olduğu ve bu 160 hektarlık bölümün de bitişiğindeki Devlet Ormanı ile bir bütün olup, bu haliyle 5658 sayılı Kanunda tanımı yapılan iade edilecek özel ormanlarla ilgisi bulunmadığı, davacı tapularının önceki maliklerinin iade taleplerinin Orman İşletme Baş Müdürlüğünün 02.12.1955 gün 8804 sayılı kararı ile ret edilip kendilerine tebliğ edildiği, o tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre yetkili adli ve idari mercilerde dava açmamış olmaları nedeniyle iade işleminin reddine dair verilen kararın kesinleştiği, artı bundan sonra idare yanıltılarak yeniden verilen 14.08.1957 tarih 260 sayılı “Özel orman Olur”unun kanunlar karşısında bir hükmünün bulunmadığı ve yok hükmünde olduğu, bu nedenle 160 hektarlık bölümün dahi kesinleşmiş ve Şubat 1949 tarih 29 numarada tapuya tescil edilmiş orman tahdidi içinde olma halini sürdüğünün kabulü gerektiği, bu düşüncelerle orman kadastro komisyonlarınca 160 hektarlık bölümle ilgili 14.08.1957 tarihli iade Oluru gözönünde bulundurulmadan aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları yapıldığı, Orman Bakanlığınca, aslında yok hükmünde olan 14.08.1957 tarih ve 260 sayılı Olur’un sonradan yeni bir işlemle geçmişe etkili olarak geri alındığı, bu işlemlerde kanunlara aykırı bir yön bulunmadığı,
Yine somut olayla benzer olan ve Ordu – Ulubey Kadastro Mahkemesince “davaya konu ormanla ilgili olarak 04.10.1950 tarihinde idarece kanunlara aykırı şekilde özel orman Olur’u verilmek suretiyle Hazineye ait olan mülkiyetin davacılar ve selefleri üzerine geçirilmesi sonucunu doğuracak şekilde yapılan tasarrufun hukuken hüküm ifade etmeyeceği, 6831 sayılı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 25/6 maddesine göre (Devlet ormanları gerçek ve tüzel kişilere o günkü mevzuata aykırı olarak intikal etmiş ise o yer Devlet ormanı olarak sınırlandırılır) hükmü karşısında gerçek kişilerin tapuya ve Bakanlığın 04.10.1950 tarih ve 5089/1 sayılı özel orman Olur’una dayanarak gerçek kişilerin 1998 yılında açtığı orman kadastrosuna itiraz
davasının reddine” dair verilen 03.03.2000 gün 1998/190-4 sayılı kararının Dairenin 09.10.2000 gün 6997/7610 sayılı kararı ile “tapu kaydının özel orman tapusu olmayıp kışlak tapusu olduğu, tapunun taşınmaza uyduğu kabul edilse bile 4785 sayılı Kanun karşısında bu tapuya değer -3-
2018/2854 – 2019/4180

verilemeyeceği, Orman Genel Müdürlüğünün 04.10.1950 gün 5089/1 sayılı teklifi ve Bakanlığın onayı ile uygun görülen özellik Olur’unda yazılı gerekçelerin dava konusu ormanla bağdaşmadığı saptanarak taşınmazın tamamının Devlet ormanı olduğu kabul edilip gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesiyle oybirliği ile onandığı ve karar düzeltme isteminin de reddedildiği, böylece 1950 yılında yasalara aykırı olarak verilen özel orman Olur’unun 48 yıl sonra 1998 yılında özel orman sahipleri tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasında yok hükmünde olduğunun Daire tarafından kabul edildiği,
Somut olayın yukarıda yazılı Daire içtihadına uygunluk arz ettiği, dava konusu 160 hektarlık bölüm hakkında verilen özel orman Olur’unun fiilî durumla bağdaşmadığı, daha önce verilmiş 02.12.1955 tarihli iade isteminin reddine ilişkin karar kesinleştikten sonra, o ret işlemi geçerliliğini sürdürürken idare yanıltılarak verilen 14.08.1957 tarih 260 sayılı “Özel orman Olur’unun” yasal dayanağının bulunmadığı, bu nedenle 160 Hektarlık bölümle ilgili olarak yerel mahkemenin verdiği, orman dışına çıkarma yönündeki kararının Dairece araştırmaya yönelik olarak bozulmasının isabetsiz olduğu, karar düzeltme istemi sonucu yeniden yapılan inceleme ile anlaşılmakla, davalılar Orman Yönetimi ile Hazinenin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile dairenin bu bölümle ilgili 12.12.2000 gün 2000/6967-10494 sayılı araştırmaya yönelik bozma kararının kaldırılarak, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabul edilmesine ve 160 Hektarlık bölümün orman sınırları dışına çıkarmasına dair 13.04.2000 gün 1992/147-30 sayılı mahkeme kararının bu 160 Hektarlık bölüm hakkında, davacı … ve arkadaşlarının davalarının reddine karar vermek üzere bozulması gerektiği sonucuna varıldığı ve sonuç olarak da;
1) (27) numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından … Devlet Ormanında 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve aplikasyon konusunda yaptığı işlemler yönünden davacıların dava açmada hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığından ve yapılan aplikasyon da doğru olduğundan, mahkemece bu gerekçelerle davanın reddine dair verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla, Orman Yönetimi ve Hazinenin kararı düzeltme isteğinin kabulü ile dairenin bu konuya ilişkin verdiği 12.12.2000 gün ve 2000/6967 E. – 10494 K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve davacı … ve arkadaşlarının tüm temyiz itirazlarının reddiyle mahkemenin 13.04.2000 gün ve 1992/147 E. – 30 K. sayılı kararının bu bölümünün onanmasına,
2) 14.08.1957 tarih 260 sayılı özel orman Olur’una konu olduğu kabul edilerek 30.11.1996 ve 11.11.1996 tarihli harita mühendisi bilirkişilerin düzenlediği haritalarda hudutları gösterilen yeşil renkli 160 Hektarlık bölümle ilgili olarak yerel mahkemenin verdiği, orman dışına çıkarma yönündeki kararının Dairece araştırmaya yönelik olarak bozulmasının isabetsiz olduğu, karar düzeltme istemi sonucu yeniden yapılan inceleme ile anlaşılmakla, davalılar Orman Yönetimi ile Hazinenin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile, bu konuyla ilgili Dairenin 12.12.2000 gün ve 2000/6967 E. – 10494 K. sayılı araştırmaya yönelik bozma kararının kaldırılarak, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabul edilmesine ve 160 Hektarlık bölümün orman sınırları dışına çıkarmasına dair 13.04.2000 gün 1992/147-30 sayılı mahkeme kararının bu 160 Hektarlık bölüm hakkında, davacı … ve arkadaşlarının davalarının reddine karar vermek üzere mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin 10.05.2002 tarihli dilekçe ile dava edilen yerin orman niteliği ile Hazine adına tescilini ve Şubat 1949 tarih 29 numaralı orman nitelikli tapu kaydına konulan “hükümsüz kalmıştır” şerhinin ve özel orman Olurunun iptali istemiyle davaya katıldığı anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında yapılan ilk orman kadastrosu, 1981 tarihli 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1985 tarihli 26 nolu orman kadastro komisyonunca yapılan 2896 sayılı Kanunla değişik orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile en son 03.06.1992 tarihinde ilan edilen 27 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece hükmüne uyulan kesin bozma kararına göre işlem yapılarak ve ziraat vekilinin sahte imzasıyla başlatılan Orman Genel Müdürlüğünün 14.08.1957 gün Şube 5 H. No:5060 – 260 -4- 2018/2854 – 2019/4180

sayılı “özel orman Olur’una” konu olan 160 hektarlık özel orman Olur’unun yok sayılarak davacı gerçek kişilerin bu 160 hektarlık bölüm hakkında açtıkları davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki; bozma kararından sonra Maliye Hazinesi 10.05.2002 tarihli dilekçe ile 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesine göre davaya katılarak 14.08.1957 tarih 260 sayılı özel orman Olurunun iptalini ve yine … Devlet Ormanına ait 2874 hektar yüzölçümlü Şubat 1949 tarih 29 (gittisi Aralık 1995 tarih 1) numaralı tapu kaydı üzerine Orman İşletme Müdürlüğünün 05.09.1957 gün 2364-16/6735 sayılı yazısı dayanak gösterilerek 13.09.1957 gün ve 2348 yevmiye ile konulan “bu kayıt Orman İşletme Müdürlüğünün yazılarına istinaden hükümsüz kalmıştır” şeklindeki şerhin de iptalini istediği halde, kişilerinin davası reddedilmekle aslında … Devlet Ormanına ait 2874 Hektar yüzölçümlü Şubat 1949 tarih 29 ve bunun gittisi Aralık 1995 tarih 1 numaralı kayda geçerlilik tanınmış ve böylece özel orman Oluru iptal edilmiş ve yasal dayanağı bulunmayan sözü edilen şerh de zımnen kaldırılmış ve böylece 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen ve Şubat 1949 tarih 29 numarada tapuya tescil edilen orman kadastrosu ile dayanağı harita ve daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon sınırlarının hukuken geçerli olduğu konusundaki davacı Hazinenin 10.05.2002 tarihli müdahale dilekçesindeki talepleri kabul edilmiş ise de, tapudaki şerhin açıkça kaldırılmaması ve yine 160 hektarlık bölümün bitişik ormanla birlikte orman niteliğiyle tescil edilmemiş olması, hükmün infazı sırasında duraksama yaratacağından, davacı Hazinenin temyiz itirazları yerinde ise de bu maddi yanılgı yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, kararın düzeltilmesi uygun görülmüştür.
Bu nedenle, mahkemenin 21.04.2004 gün ve 2002/2 E. – 2004/12 K. sayılı kararının hüküm (karar) bölümünün 1. paragrafının sonuna [… Devlet Ormanına ait Şubat 1949 tarih 29 ve bunun gittisi Aralık 1995 tarih 1 numaralı tapu kayıtlarının şerhler ve beyanlar hanesine 13.09.1957 tarih 3748 yevmiye numarası ile konulan “Bu kayıt Orman İşletme Müdürlüğünün 05.09.1957 tarih ve 2364-16/6735 sayılı yazılarına istinaden hükümsüz kalmıştır” şeklindeki şerhin iptaline ve yine Orman Umum Müdürlüğünün 14.08.1957 tarih Şube 5 No: 5060 – 260 sayılı yazılarına dayanılarak verilen 14.08.1957 tarihli “özel orman Olur’unun” iptaline, 30.11.1996 ve 11.11.1996 tarihli Harita Kadastro Mühendisi Sabit Tokdemir ve arkadaşlarının düzenlediği haritada hudutları gösterilen yeşil ile boyalı 160 hektarlık bölümün de bitişikteki geniş … Devlet Ormanı ile birlikte bir bütün olarak Şubat 1949 tarih 29 ve bunun gittisi Aralık 1995 tarih 1 numaralı tapu kaydı ve dayanağı orman kadastro haritası ile aplikasyon haritası kapsamında kaldığı anlaşılmakla, daha sonra bu ormanda 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılıp, Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünce 2/B madde işleminin iptali için dava açılmadan kesinleşen ya da mahkemede dava açılmış olsa bile hakkındaki dava red edilerek 2/B madde uygulaması kesinleşen 2/B madde sahalarının yüzölçümü … Devlet Ormanın yüzölçümünden düşülerek geriye kalan orman alanının 160 Hektarlık bölümle birlikte bir bütün olarak bu yere ait arazi kadastro paftaları üzerinde aplikasyon haritasındaki sınırlar esas alınarak gösterilip, buna göre yüzölçümü de hesaplanmak suretiyle 6831 sayılı Kanunun 11/4. maddesi gereğince aynı köy son ada ve parsel numarası verilerek 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 22/son maddesi gereğince kayıt ve belgeler aktarılarak … Devlet Ormanı ismi ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline] cümlesi yazılmasına, mahkeme kararının böylece düzeltilmesine ve hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına” karar verilmiş olup, bu hükümle dava konusu tapu kaydının kapsadığı alanın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş olduğundan ve bu hüküm taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğundan mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine
18/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.