Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2018/2069 E. 2018/8323 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2069
KARAR NO : 2018/8323
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine, dahili davalı … Yönetimi ve asli müdahiller …, … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … köyü 72 parsel sayılı 17.430 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; Mart 1977 tarih 108 sıra numaralı tapu kaydı ve 82 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak tarla niteliği ile taşınmazın, tapu kayıt malikleri olan … ve müştereklerinin zilyetliklerinde olduğu, tapu kaydının önceki maliki olan …karısı ….’ün 72 ve 73 parselleri bir bütün olarak kullanırken 1939 yılında ikiye böldüğü, 72 parseli kendi üzerinde bıraktığı, 73 parseli ise, 05.04.1939 tarih 360 numaralı noter satış sözleşmesi ile ….ı’ya satıp teslim ettiğinden söz edilerek 72 parsel …. çocukları …, … ve … adlarına tespit edilmiştir.
… ve arkadaşlarının itirazları üzerine tapulama komisyonunca;… Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.1976 gün 1976/286-436 sayılı veraset ilamında tapu maliklerinden …’nın oğlu …. ‘nın çocuksuz ve dul olarak öldüğünün belirlendiği, bu veraset ilamının iptaline ilişkin davanın da …Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.06.1980 gün 1979/825-1980/333 sayılı kararıyla reddedildiği, ancak tapu maliklerinden … isimli üç çocuğunun bulunduğu, …’nın çocuksuz olarak öldüğü, ….’nın ise, dul olarak öldüğü geride kızı ….’nin kaldığı, … ve arkadaşlarının da …’nın mirasçıları oldukları, tapu maliklerinden … kızı ….’ün 73 parseli 1939 yılında 05.04.1939 tarih 360 numaralı noter satış sözleşmesi ile tapu maliklerinden ….’nın mirasçılarından olan …’ya satıp teslim ettiği, 72 parselin ise kök tapu kaydının malikleri olan …’nın çocukları …ve ….’nin mirasçıları tarafından 50 yılı aşkın süreyle müştereken zilyet ve tasarruf edildiğinin komisyonca dinlenen muhtar ve bilirkişi anlatımlarıyla belirlendiği ancak kök tapu kaydının intikaline esas alınan … Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.1976 gün 1976/286-436 sayılı veraset ilamındaki yanlışlığı düzeltmek ve bu veraset ilamına göre işlem yapılan Mart 1977 tarih 108 sıra numaralı tapu kaydını iptal etmek yetkileri bulunmadığı, bu yetkinin mahkemelere ait olduğu ayrıca çekişmeli taşınmazın (C) ile işaretlenen 5.600 m2 yüzölçümlü bölümünün 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu 1987 yılında bu yerin Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından söz edilerek tespitin iptaline, taşınmazın (A) ve (B) ile işaretlenen sırasıyla 7.480 m2 ve 4.290 m2 yüzölçümlü bölümlerinin … çocukları …, … ve … adlarına tesciline, (C) ile işaretlenen 5.660 m2 yüzölçümlü bölümünün tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline (B) ve (C) ile işaretlenen bölümlerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine

“Bu parselin tamamı 120 pay itibariyle 51 payı …oğlu …, 3’erden 9 payı Ahmet çocukları …, …, …, 20’şerden 60 payı …. çocukları …, … ve …’ın kullanımındadır” ibaresinin yazılmasına karar verilmiştir.
Davacılar … çocukları …, … ve …; çekişmeli 72 parsel sayılı taşınmazın (C) ile işaretlenen bölümünün tespite esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığını orman olmadığını ileri sürerek adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
Davacılar …, … ve …, çekişmeli 72 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydının kökündeki maliklerden …, bu yönde sulh hukuk mahkemesinin 1961/1827-1768 sayılı veraset ilamının bulunduğu, taşınmazın (C) ile işaretlenen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu komisyon kararının iptal edilerek miras payları oranında adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. Dava dosyaları H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi uyarınca birleştirilmiştir.
Orman Yönetimi; çekişmeli taşınmazın orman olduğu, … ve arkadaşları; çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydının kök maliklerden ….’nın çocuğu ….’nın mirasçılarından oldukları iddiası ile davaya katılmışlardır.
Davacılar … ve arkadaşları, davanın devamı sırasında çekişmeli taşınmazı ve dava dışı 73 parsel sayılı taşınmazı bir bütün olarak Emine kızı ….’ün 1939 yılında 05.04.1939 tarih 360 numaralı noter satış sözleşmesi ile miras bırakanlar olan Emine Sarı’ya satıp teslim ettiğini, taşınmazların satış tarihinden bu yana kendilerinin zilyetliğinde olduğunu iddia etmişlerdir.
Mahkemece, davacıların davalarını ispatlayamadıkları, kadastro komisyon kararının doğru olduğu gerekçesi ile dava konusu taşınmazın kadastro komisyon kararında olduğu gibi fen bilirkişiler Osman Pala ve Sezgin Ekin tarafından düzenlenen raporda (A) ve (B) ile işaretlenen sırasıyla 7.491,26 m2 ve 4.661,92 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin tespit malikleri adlarına, (C) ile işaretlenen 5.550,28 m2 yüzölçümlü bölümünün Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, Hazine, … ve arkadaşları, katılan davacılar ve bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin tarih ve 2007/1972 – 4991 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “…Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, davacıların davalarını ispatlayamadıkları, tapulama komisyon kararının doğru olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, komisyon kararına ekli 10.01.1989 tarihli tahkikat zaptında (araştırma tutanağında) dinlenen bilirkişiler 72 parselde tespit malikleri ile itiraz edenlerin ayrı ayrı zilyet olduklarını, itiraz edenlerin, dayanak tapu maliklerinin ne şekilde mirasçısı olduklarını bilmediklerini, davalı yerde Sarı’ların zilyet olduğunu açıklamışlardır. Mahkemece de, son keşifte bir yerel bilirkişi dinlenmiş olup yerel bilirkişi ise davalı yeri Sarı’ların kullandığını, Fidangillerin kullandığını görmediğini, tapu ve vergi kaydındaki sınırları bilmediğini bildirmiştir. Çekişmeli taşınmazın tutanak içeriği ile keşifte dinlenen yerel bilirkişi anlatımı arasında çelişki oluştuğu halde, mahkemece çekişmeli taşınmazın kadastro tespit bilirkişileri ve kadastro komisyonu tahkikat tutanağında dinlenen bilirkişiler 3402 Sayılı Kanunun 30/1 maddesi uyarınca re’sen tanık sıfatıyla dinlemeden yetersiz gerekçe ile karar verilmiştir. Davacılar … ve arkadaşları vekili, davanın devamı sırasında çekişmeli taşınmazı ve dava dışı 73 parsel sayılı taşınmazı bir bütün olarak Emine kızı ….’ün 1939 yılında 05.04.1939 tarih 360 numaralı noter satış sözleşmesi ile miras bırakanları olan Emine Sarı’ya satıp teslim ettiğini, taşınmazların satış tarihinden bu yana kendilerinin zilyetliğinde olduğunu iddia ettikleri halde mahkemece bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.

Bundan ayrı; Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan …. Kadastro Mahkemesinin 2005/55-2006/129 Esas sayılı dosyasında hükme dayanak yapılan Orman Bilirkişisi … tarafından düzenlenen raporda; 1987 yılında yapılan aplikasyonun yanlış yapıldığı tespiti yer almıştır.
Temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan ve Orman Bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ekindeki krokide 1987 yılında yapılıp temyize konu dava dosyası sebebiyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B haritası ile uyumlu hat uygulaması yapılmış, taşınmazın (C) ile işaretlenen bölümünün 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası içinde iken 1987 yılında yapılıp kesinleşmeyen 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldıkları açıklanmış olup temyize konu dava sebebiyle 2/B uygulaması kesinleşmediğinden çekişmeli taşınmazın 2/B ile orman rejimi dışına çıkarıldığı belirtilen bölümünün 2/B koşullarını taşıyıp taşımadığı yönünde açıklamada bulunulmamıştır.
Dosyada 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve ilgili OTS.’lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları bulunmadığından orman raporları denetlenememektedir. Bu durumda, temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporu karar vermeye yeterli olmayıp, çekişmeli taşınmazın ilk tahdit haritasındaki konumu ile ilk orman kadastrosu ile temyize konu dosya nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon arasında çelişki bulunup bulunmadığı yönünde duraksama olmuştur.
Orman Kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki niteliği orman kadastro tutanaklarının ve haritasının uygulanması suretiyle belirlenir.
Bilindiği gibi, aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurularak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (15.07.2004 gün ve 25523 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 47. maddesini karşılayan 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Eski Yönetmelik md. 44.). Aplikasyon işlemi yeni bir orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları değiştirilemez.
Bu nedenlerle; mahkemece, öncelikle 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve çekişmeli taşınmazlarla ilgili OTS.lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları Orman İdaresinden, çekişmeli taşınmazlara komşu olan parsellerin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanak vergi kayıtları özel idare müdürlüğünden, dayanak tapu kayıtları tapu sicil müdürlüğünden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 1964 ve 1987 yıllarına ait orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar ile arazi kadastro paftası tutanakları sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak baş noktadan hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunup ölçülerek çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hatları belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunmayan bu noktaların yerleri zeminde halen var olan ve orman kadastro tutanağında tarif edilen en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı bir bir arazide bulunup röperlenmeli, aplikasyonda orman sınır hatlarının değiştirilip değiştirilmediği belirlenmeli, değiştirildiyse bunun nedenleri üzerinde durulmalı, orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil ilk orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanaklarında yön ve mesafe olarak tarif edilen ve hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine

itibar edileceği bilinmeli, aplikasyon ile ilk tahdit haritası arasındaki bu çelişkinin nereden kaynaklandığı, orman kadastrosunda kullanılan hava fotoğraflarından, yöreye ait eski tarihli pafta ve haritalardan, imar planlarından, şehir fotoğrafları ve ulaşılabilen tüm kaynaklardan da yararlanılmak suretiyle, 15.07.2004 gün ve 25523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 64. maddesini karşılayan, Eski Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince düzenlenen teknik izahname hükümlerine göre belirlenmeli, bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazların orman kadastro haritasına göre konumunu gösteren orman kadastro haritası ile irtibatlı, orman kadastro haritası, aplikasyon ve 2/B haritaları ile çekişmeli taşınmazların genel arazi kadastro paftalarının ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmek suretiyle çekişmeli parsellerin en az 10-15 adet orman sınır noktasından oluşan orman sınır hattına, aplikasyon ve 2/B haritasına göre konumunu gösteren ortak imzalı ölçekli kroki düzenlettirilmeli, kesinleşen orman sınırları içindeyken 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanacak alanlar için 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği belirlenmeli, kendi haline bırakıldığında orman yetişip yetişmeyeceği, orman olarak ya da tarım alanı olarak muhafazasının ekonomik olup olmayacağı, teknik ve bilimsel verileri bulunan rapor alınmalıdır.
Yapılacak bu uygulama sonucunda taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları dışında kalan bölümlerinin varlığı saptandığı takdirde, …Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.1961 gün ve 1961/1827-1768 sayılı dava dosyasının arşivde bulunamadığı bildirildiğinden bu kararda veraset ilamı (mirasçılık belgesi) düzenlenen ……’nın babası olduğu anlaşılan ….’nın aile nüfus kayıt tablosu; nüfus müdürlüğünden, bulunamaması halinde Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeli, taraflarla akrabalığı bulunmayan, yansız ve elverdiğince yaşlı yerel bilirkişi huzuruyla taşınmaz başında yapılacak keşifte, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; dayanak Ekim 1320 Yoklama 43 sıra numaralı tapu kaydı ve 82 yazım numaralı vergi kaydı yöntemince zemine uygulanmalı, bilinmeyen sınırlar bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, dayanak tapu ve vergi kaydının, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri ortak krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı, tarafların bildirecekleri tanıklar ile kadastro tespit bilirkişileri Hüseyin Yavuz, Hasan Özcan, İsmail Çakır, muhtar vekili … ve kadastro komisyonunca yapılan tahkikatta dinlenen aza Enver Şahin, bilirkişiler Mehmet Ertaş ve İlyas Özkan re’sen tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenmeli; çekişmeli taşınmazın …. tarafından 1939 tarihinde Emine Sarı’ya satılıp satılmadığı, 05.04.1939 tarih 360 numaralı noter satış sözleşmesinin çekişmeli yere ilişkin olup olmadığı, davacılar … ve arkadaşları ile katılan davacılar … ve arkadaşlarının, dayanak Ekim 1320 Yoklama 43 sıra numaralı tapu kayıt maliklerinden ….’nın çocuklarından ….’nın mirasçıları olup olmadıkları, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin ne zaman, ne şekilde başladığı, kaç yıl, ne şekilde, kimler tarafından devam ettirildiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınmalı, davacılar … ve arkadaşları ile katılan davacılar … ve arkadaşlarının; ….’nın çocuklarından ….’nın mirasçıları olmadıklarının ve çekişmeli taşınmazın …. tarafından 05.04.1939 tarih ve 360 numaralı noter satış sözleşmesi ile Emine Sarı’ya satıldığının belirlenmesi halinde satıcı ve alıcı birbirlerine karşı üçüncü kişi konumunda olacağından 3402 sayılı Kanunun 13/B-b ve 13/B-c şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu;
Davacı …, … ve … tarafından açılan davanın reddine,
Birleşen 1991/14 Esas sayılı dosya davacıları …, … ve … tarafından açılan davanın kısmen kabul – kısmen reddine,
Müdahiller, …, …, … ve …’in taleplerinin
Dava konusu, Ereğli ilçesi, … beldesi, Çengelburnu mahallesi 72 parsel sayılı taşınmaza ait Tapulama Komisyon Tespitinin iptaline;
A) 15/06/2015 havale tarihli fen bilirkişisi …Aydın’ın dosyaya sunduğu rapor ekindeki krokide (72/A) ile gösterilen 13382,73m2′ lik kısmın tarla niteliğinde 123 ada 82 parsel olarak Emine Sarı mirasçıları adına tespit ve tesciline,
B) 15/06/2015 havale tarihli fen bilirkişisi …Aydın’ın dosyaya sunduğu rapor ekindeki krokide (72/B) ile gösterilen 4320,35 m2’lik kısmın tarla niteliğinde 123 adanın son parsel numarasından sonra oluşturulacak parsel numarası altında tamamı 3 pay kabul edilerek,
1 payının … oğlu … adına,
1 payının … oğlu … adına,
1 payının … kızı … adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve asli müdahiller …, … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında genel arazi kadastrosu, 31.11.1983 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 21.10.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Somut olayda; yargılama sırasında Orman Yönetiminin 08/04/2002 tarihinde harcını yatırarak davaya müdahil olduğu, müdahale dilekçesinde davacı kişilerin davasının reddine taşınmazın orman vasfıyla tesciline karar verilmesini talep ettiği halde, müdahil Orman Yönetiminin talebi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, karar başlığında Orman Yönetiminin dahili davalı olarak yazıldığı, bu durumun HMK’nın 297/2. maddesine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, HMK’nın 297/1-C maddesine uygun şekilde gerekçe oluşturulması ve tüm taleplerin HMK’nın 297/2. maddesine uygun şekilde karşılanarak karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; asli müdahil Orman Yönetiminin, davalı Hazinenin ve asli müdahiller … ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.