Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/9735 E. 2019/779 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9735
KARAR NO : 2019/779
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesi ile davacı müvekkilleri ile davalıların … ‘de bulunan ve … Sitesi adı ile anılan …, …, …, 12 pafta, 643 ada 112 parsel sayılı ana taşınmaz üzerinde kurulu çeşitli bloklardan müteşekkil bağımsız bölümlerin malikleri olduğunu, kat malikleri genel kurulunda alınan kararla; depreme dayanıklı olmadıkları bilinen ana taşınmaz üzerindeki binaların yıkılması, müteahhit … Teknik Yapılar Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yeni imar durumu sağlanarak yapılması amacı ile akdedilen çeşitli sözleşmelerle … sitesi yenileme projesi kapsamında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi esasında binaların yenilenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, bu sözleşmeyi maliklerin yaklaşık % 90’ının kabul ettiğini ve yüklenici firma ile yazılı sözleşmeler yaptığını, ancak yapılan bu sözleşmelere bir kısım maliklerin katılmadığını, bu nedenle taraflar arasında çatışma çıktığını, davalı kat maliklerin sözleşme imzalamaları yolunda yasal bir zorlama altında olmamakla birlikte emsal artışını temin edecek temsil yetkisi veya muvafakat vermemekle kötü niyetli davrandıklarını ve diğer tüm maliklerin önemli ölçüde bir hak kaydına sebebiyet verdiklerini belirterek anataşınmazda mevcut binaların depreme dayanıklı olmamaları karşısında yenilenmelerinin kaçınılmaz olduğunun tespiti ile celp edilecek mevcut imar durumu karşısında genel menfaat nazara alındığında emsal artışına katılmamak, bu konuda vekalet veya temsil yetki veya en azından emsal artışı için girişimde bulunmaya muvafakat dahi etmemek nedeniyle davalıların MK’nın 2. maddesi uyarınca haklarını kullanırken kötü niyetle hareket ettiklerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece tespit davasının bir hakkın veya hukukî ilişkinin varlığının da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesine yönelik açılabileceği, oysaki davacıların, hakkın kötüye kullanıldığının tespiti amacıyla işbu davayı açtıkları, ancak böyle bir talep ve davanın; tespit davasını tanımlayan HMK’nın 106. maddesiyle uyuşmadığı, nitekim hakkın kötüye kullanılmasının tespitine yönelik bir dava çeşidi de bulunmamakla birlikte kötü niyetin tek başına tespiti mümkün olmayan soyut bir olgu, bir hukuk kuramı olduğu, HMK 114. Maddesi hükmünde dava şartları ve izleyen HMK’nın 115. hükmünde de dava şartı eksikliğinin yaptırımlarının düzenlendiği, davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmasının dava şartı olduğu, tüm dosya kapsamına göre, davalıların kötü niyetli hareket ettiklerinin tespiti isteğine ilişkin davacıların işbu davayı açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; mevcut binaların yenilenmelerinin kaçınılmaz olduğunun ve davalıların kötü niyetli hareket ettiklerinin tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden;
…) Mahkemece verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, temyizden feragat konusunda özel yetkisi bulunan davacılar vekili 22/12/2017 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirdiği,
2) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
SONUÇ: …) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin temyizden feragat nedeniyle REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalılara yükletilmesine 07/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.