Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/9461 E. 2020/2803 K. 10.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9461
KARAR NO : 2020/2803
KARAR TARİHİ : 10.09.2020

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün istinaf edilmesi üzerine verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 22.03.2017 tarih 2017/510 E. – 2017/502 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli … ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 718 sayılı parselden ifrazen oluşan 5781 parsel sayılı 14.110,82 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde davalılar adına paylı olarak tapuda kayıtlıdır.
Davacı … Yönetimi vekili dava dilekçesinde özetle; 718 sayılı parselin 2.278 m2’sinin kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfında Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sonunda mahkemece kabulü ile; … ili, İzmit ilçesi, … köyü, 718 parsel sayılı davaya konu taşınmazın kayıt malikleri adına olan kaydının iptali ile 2278 m2’lik bölümünün orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilen kısma davalılar tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2017 tarih 2017/510 E. – 2017/502 K. sayılı kararı ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptal tescil ve elatmanın önlenmesi davasıdır.
Taşınmazın bulunduğu yörede 2002 yılında yapılıp 12.06.2005 tarihinde ilan edilen 6831 sayılı Orman Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulama çalışmaları vardır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada 718 sayılı parselin 2278 m2’lik bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin tapu iptal tescil davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı
tarihte dava konusu taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlı olup, davalının haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemez ve elatmanın önlenmesine karar verilemez. Bu itibarla, mahkemece elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeple bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Birinci bentde, davalı vekilinin tapu iptali ve tescil davasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde, davalı vekilinin müdahalenin men’i davasına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ise 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.