Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/8958 E. 2020/1448 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8958
KARAR NO : 2020/1448
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi vekili dava dilekçesi ile; … ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 101 ada 153 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda … Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kanunun 22-A maddesi gereğince çalışma yapıldığını ancak taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro çalışmalarına göre kısmen veya tamamen orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın bulunduğu mahalde orman kadastrosunun 26.11.1987 yılında kesinleştiği işbu davanın ise 24.02.2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığından 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar üzerine davacı … Yönetimi kararın eksik ve hatalı inceleme ile verildiğini ileri sürerek süresinde kararı temyiz etmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1968 yılında tesis kadastrosu, 2013 yılında 22/a çalışması, 1987 yılında orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışması vardır.
Orman niteliğinde olan bir yerin kadastro işlemi kesinleşmekle o taşınmaz kamu malı orman niteliği kazanır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesinde ormanlar hakkında özel yasanın uygulanacağı yazılıdır. Kesinleşen orman kadastrosunun nasıl iptal edileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda değil, 6831 sayılı Orman Kanununun 11/I. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede ise, Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamayacağı öngörülmüştür. Nitekim somut olayda da mahkemece taşınmazın bulunduğu mahalde orman kadastrosunun 26.11.1987 yılında kesinleştiği, iş bu davanın ise 24.02.2014 tarihinde açıldığı dolayısıyla 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davacı … Yönetiminin davasının reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır şöyleki; eldeki dava orman kadastrosunun iptali istemine ilişkin bir dava değildir. Dava Orman Yönetimi tarafından açılan tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup davacı … Yönetimi 1987 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmalarının iptalini değil, kesinleşen bu tahdide göre tahdit içinde kaldığını iddia ettiği taşınmazın tapusunun iptali ve tescilini talep ettiğinden bu dava yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanamaz, bu nedenle mahkemece işin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.