Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/8787 E. 2020/1132 K. 02.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8787
KARAR NO : 2020/1132
KARAR TARİHİ : 02.03.2020

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2008 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında … ilçesi, … köyü 111 ada 7, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 19 parsel sayılı taşınmazlar senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla ve ev niteliği ile her biri ayrı davalı adına tespit edilmişlerdir.
Davacılar … ve … 21.04.2009 tarihli dilekçe ile; 111 ada 7, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 19 parsel sayılı taşınmazlarda miras paylarının bulunduğunu ileri sürerek her bir parsel hakkında ayrı dava açmışlardır.
Orman Yönetimi 04.03.2013 tarihli dilekçe ile; çekişmeli tüm taşınmazların fiilen ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra, davacı kişilerin davalarının reddine, katılan … Yönetiminin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılardan …, …, …, … ve … tarafından 111 ada 12, 14, 15, 16 ve 19 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarih 2016/6089 Esas – 2016/ 6902 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, orman kadastrosunun kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, ormanların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gerekçesiyle davacıların davalarının reddine, katılan davacı … Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 16.04.2007 tarihinde ilân edilerek 17.10.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Bilindiği üzere orman kadastrosunun (tahdidinin) kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki niteliği orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir. Ancak, kesinleşen orman tahdit haritası dışında kalan taşınmazların öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile Hazine tarafından her zaman dava açılabilir.
Hükme dayanak yapılan orman raporu ve ekindeki belgeler incelendiğinde; temyize konu taşınmazların orman tahdit haritası dışında kaldıkları, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritalarında yerleşim alanı ve yapraklı ağaç rumuzlu açık alanda işaretlendikleri görülmektedir.
Mahkeme gözleminde ve ziraat bilirkişi raporunda; taşınmazlar üzerinde orman bitki örtüsünün bulunmadığı, ev ve meyve ağaçlarının yer aldığı belirtilmiştir. Bu durumda temyize konu taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldıkları anlaşıldığından, mahkemece Orman Yönetiminin davasının reddi ile 111 ada 12, 14, 15, 16 ve 19 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gereğine değinilmiştir. Bu kez katılan davacı … Yönetimi vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş olup Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.01.2017 tarih ve 2016/12640 Esas – 2017/539 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığı, davalının ve öncesinde halefinin zilyetliğinin eklemeli olarak 20 yılı fazlasıyla geçmiş olduğu, davalı taşınmazların evveliyatının Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olmadığının dosyada bulunan bilirkişi raporları ile belirlenmiş olduğu ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/06/2016 tarih ve 2016/6089 E. – 2016/6902 K. sayılı ilamı ile önceki hükmün 111 ada 12, 14, 15, 16 ve 19 parsel nolu taşınmazlar yönünden bozulmuş olduğu ve bu durumda 111 ada 7, 10, 11, 13 ve 17 parsellere yönelik hükmün kesinleşmiş olduğu, müdahil davacı … Yönetimi ve davacılar … ve …’un davalarını ispat edememiş olmaları gerekçesiyle,
1-Müdahil davacı … Müdürlüğünün Kahramanmaraş ili, Andırın ilçesi, Gökgedik (mahallesi) köyü 111 ada 12-14-15-16 ve 19 nolu parsellere yönelik davasının reddine,
2-Müdahil davacı … Müdürlüğünün Kahramanmaraş ili, Andırın ilçesi, Gökgedik köyü (mahallesi) 111 ada 7, 10, 11, 13 ve 17 parsel numaralı taşınmazlara yönelik davası yönünden mahkememizce verilen önceki kabul kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacılar … ve …’un davaları yönünden mahkememizce verilen önceki red kararı temyiz edilmeden kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Dava konusu … ili, … ilçesi, … köyü, 111 ada 12, 14, 15, 16, ve 19 numaralı parsellerin kadastro tespitinde olduğu gibi tespit malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline,
5-Karar kesinleştiğinde tutanak ve eklerinin gereği gibi Andırın Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 16.04.2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
02/03/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.