Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/7948 E. 2019/5362 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7948
KARAR NO : 2019/5362
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 19.07.1978 tarihinde açtığı dava ile,….. 750 ada 21 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman sınırlarına uyulmadan davalılar adına tespit edildiğini, tapulama komisyonuna yaptıkları itirazın da reddedildiğini bildirerek, davalılar adına kayıtlı tapunun iptaline ve eski orman tahdidinin aynen tapuya aktarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 1984 tarihinde kesinleşen orman tahdidinin aynen tapuya aktarılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar mirasçıları tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.05.2015 gün ve 2014/10360- 2015/4868 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ”1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu, taraf ehliyetini tanımlamamış, 38. maddesiyle Türk Medenî Kanununa yollamada bulunmakla yetinmiştir. Türk Medenî Kanunu ise, davada taraf olma ehliyetini, medenî haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek, medenî haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir.
Somut olayda; davalılardan….. dava açılmadan önce 04/04/1978 tarihinde; …. ise 10/08/1976 tarihinde ölmüş olduğu, dava sırasında bu kişilere ilanen tebligat yapılarak davanın yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Medenî Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medenî haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Gerek Türk Medenî Kanunu, gerekse davanın açıldığı ve kararın verildiği tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, dava açıldığı zaman hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş, ölen kişiler hakkında açılacak davalar kanunlarımızda yer almamıştır. Nitekim, 04.05.1978 tarihli ve 1978/4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağından davaya dahil edilmek veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, bu doğrultudaki yargı içtihatları kararlılık kazanmıştır. O halde, mahkemece mirasçılar hakkında ayrı dava açılmasının her zaman mümkün olduğu gözönünde bulundurularak, ölü davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiş, Orman Yönetiminin karar düzeltme istemi ise Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.02.2017 gün ve 2016/13094- 2017/599 E.K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
ararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde ölü davalılar hakkında dava açılmasının mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir., kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1984 yılında kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
30/09/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.