Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/7787 E. 2017/6223 K. 05.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7787
KARAR NO : 2017/6223
KARAR TARİHİ : 05.07.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Hizmet tespiti isteğine ilişkin olarak açılan davada … 22. İş Mahkemesi ve … 25. İş Mahkemesi Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, hizmet tespiti isteğine ilişkindir.
… 22. İş Mahkemesince, davalının çalıştığını iddia ettiği işyerinin adresinin ” … ” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
… 25. İş Mahkemesi ise genel kurallara göre davacının ikametgahının asıl olması ve SGK kurumuna müracaat edilen ve işlemin yapıldığı yerin “…” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde yer alan “İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz” hükmü ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin kesin yetki kuralı düzenlenmiş olup, Kanunun 1/B bendinde “İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar” hükmü doğrultusunda 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklanan davalar iş mahkemesinde görülmekle birlikte Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447/2. maddesine göre “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır” hükmü gereğince genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında 6100 sayılı HMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin iş mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği ortadadır.
6100 sayılı HMK’nın 6/1. maddesi genel yetki kuralını düzenlemekte olup; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” denilmektedir.
Öte yandan tüzel kişilere karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme tüzel kişinin ikametgahının (merkezinin) bulunduğu yer mahkemesidir. (6102 sayılı TTK’nın 213., 339., ve 576. maddeleri) HMK’nın 14. maddesi ise bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olabileceğini hüküm altına almıştır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında; hizmet tespiti davalarında şu dört yer yetkili sayılır. Birincisi, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi gereğince işin (hizmetin) yapıldığı yer mahkemesi, ikincisi, yine İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi ile genel yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi gereğince işverenin (davalının) ikametgahı mahkemesi, üçüncüsü, genel yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi ile … Kurumunun merkezi bulunduğundan … Mahkemeleri, dördüncüsü ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 14. maddesi gereğince hizmetin geçtiği yerin bağlı olduğu … Kurumu şubesinin bulunduğu yer mahkemesidir. Davacı, seçimlik hakkını kullanarak belirtilen yer mahkemelerinden herhangi birinde dava açarsa, yetkisizlik kararı verilmemesi ve işin esasına girilmesi gerekir.
Diğer taraftan, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmelidir (HMK’nın 116 ve 117. maddeleri). Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakim kendiliğinden (re’sen) yetkisizlik kararı veremez.
Somut olayda, davanın, … 22. İş Mahkemesinde açıldığı, davalının yetkiye ilişkin itirazda bulunduğu ancak, davacının seçimlik hakkını kullanarak işin (hizmetin) yapıldığı yer mahkemesinde davasını açtığı anlaşıldığından davanın ilk açıldığı … 22. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … 22. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/07/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.