Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/7753 E. 2020/668 K. 12.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7753
KARAR NO : 2020/668
KARAR TARİHİ : 12.02.2020

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu … mahallesi 105 ada 4 sayılı parsel 1775,49 m2 yüzölçümü ve zeytinli tarla vasfıyla belgesizden … adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine dava konusu parselin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve imar-ihya görmediğini belirterek tespitin iptali ile Hazine adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davacılar … ve arkadaşları ise kök murisleri …’un ölümünden sonra mirasçıları arasında taksim yapıldığını ve dava konusu yerin kendi murisleri …’e düştüğünü belirterek dava konusu taşınmazın … mirasçıları adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı Hazinenin davasının reddine, birleşen davacıların sabit olan davasının kabulü ile; dava konusu … mevkii, 105 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın davalılar ve birleşen davalıların ortak miras bırakanları adına olan tespitinin iptali ile tespitteki miktar ve niteliği ile tamamı 32 pay kabul edilerek, 8 payının davalılar ve birleşen davacılardan …, 6 payının …, 6 payının …, 6 payının …, 3 payının … ve 3 payının … adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılan orman kadastrosu ile 1975 yılında yapılan 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 1984 yılında 2896 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B çalışması vardır.
Mahkemece davalılar murisi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli taşınmazın … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiş ayrıca bilirkişi heyetinden alınan ilk raporda taşınmazın 1979 basımı memleket haritasında rumuz olmayan açık alanda kaldığı belirtilmesine rağmen aynı heyetten aldırılan ek raporda 1979 memleket haritasında taşınmazın büyük kısmının zeytinlik ve fidanlık vasfında olduğu belirtilmiş ayrıca her iki raporda incelenen 1995 hava fotoğrafına göre parselin boş durumda olduğu belirtilmiş ancak rapor içeriğinde 2015 yılında yapılan keşfe göre parsel üzerinde 20-25 aşı yaşlı zeytin ağaçlarının bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla ilk rapor ve ek rapor çelişkili olup hüküm kurmaya elverişli değildir.Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1985-1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman,bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.