YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7584
KARAR NO : 2019/1205
KARAR TARİHİ : 21.02.2019
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, 221 ada 12 ve 221 ada 11, … mahallesi 307 ada 15 parsel sayılı taşınmazların davacı ve davalıların miras bırakanı olan … adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların maliki olan …’ın 08.11.2008 tarihinde vefat ettiğini ve … Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.12.2008 tarih ve 2008/434 E. – 2008/476 K. sayılı veraset ilamı ile kendisi ve davalıların mirasçı olduklarını gösterir veraset ilamını dosyaya sunduğunu, taşınmazların paylaşımı konusunda davalılar ile anlaşamadıklarını belirterek, davaya konu olan taşınmazların satışları suretiyle taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin payları oranında davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile taşınmazlar üzerindeki taraflar arasında ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, karar davalı … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 03/11/2014 tarih ve 2014/7659 E. – 2014/15455 K. sayılı kararı ile “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda, hâkim, 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir. Dosyada toplanan belge ve bilgilere, özellikle bilirkişi raporu içeriğine göre, dava konusu 307 ada 15 parsel sayılı taşınmazın üzerinde zemin + 2 normal kat ve asma kat olmak üzere toplam … adet bölümün bulunduğu bildirilmiştir. Paydaş ve bağımsız bölümlerin sayısı itibariyle her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanun Kanunu hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiilî durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili Makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M….), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12. maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10.maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazın üzerindeki yapı kargir olup paydaşlardan her birine en az bir bağımsız bölüm özgülenecek sayıda ve niteliktedir. Taşınmazın bu yönüyle üzerinde kat mülkiyeti kurulmasına elverişli olup olmadığının belediye başkanlığından sorularak olumlu görüş alındıktan sonra, yukarıda açıklanan diğer tüm koşulların (12. maddede yazılı belgelerin) varlığını da aramak gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiilî durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Somut olayda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olup olmadığının belediyeden ayrıntılı sorularak mümkün ise; öncelikle yapının fiili durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili imar müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davalı tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde de; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün (konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanıp varsa fiili taksime göre, taksim yoksa çekilecek kura ile önce her paydaşa birer bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümlerin pay oranları da gözetilmek suretiyle yine kura ile paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa bedel farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi ve yönetim planı gibi belgeleri paydaşların (tanınan süreye rağmen) imzalamaktan kaçınması halinde imzalanmış sayılması suretiyle tahkikatın ikmal edilmesinden sonra kat mülkiyetine geçiş yoluyla ortaklığın giderilmesine; belirtilen koşulların oluşmaması halinde ancak, satışa karar verilmesi gerekir. Davada, temyiz eden davalı kat mülkiyeti kurulmasını istemektedir. Belediye başkanlığından dava konusu anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olup olmadığının ayrıntılı bir biçimde sorularak alınacak cevap sonucuna göre varsa projeye aykırılıkların giderilmesi ya da projelerinin hazırlanması ve onayı gibi işlemlerin alacağı süre de dikkate alınarak kat mülkiyeti kurulmasını isteyen tarafa süre verilmesi gerektiği düşünülmeden ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, davaya konu, … ili, … ilçesi, … mahallesi, 307 ada 15 parsel sayılı avlulu kargir apartman niteliğindeki taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim ve Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesi gereği paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yolu ile giderilemeyeceği anlaşılmakla; davanın kabulü ile … ili, … ilçesi, … mahallesi, 307 ada 15 parsel sayılı avlulu kargir apartman niteliğindeki taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim ve Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesi gereği paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yolu ile giderilemeyeceği anlaşıldığından dosya içerisinde bulunan veraset ilamındaki payları oranında satış sureti ile giderilmesine, davaya konu, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, 221 ada 11 parsel ve 221 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen mahkemenin kararı kesinleşmiş olmakla bu taşınmazlar hakkında tekrardan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taşınmazın satış bedeli üzerinden temyiz edenlerin payına düşen paranın binde 11,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan harcın mahsubu ile artanının alınmasına 21/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.