YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6725
KARAR NO : 2019/802
KARAR TARİHİ : 11.02.2019
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; davacının 1652 ada, 121 parsel de bulunan iki katlı evin …/2 arsa payına sahip …. katında 2 numaralı dairenin maliki olduğu, Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesi gereğince kat malikleri ana gayrimenkulün bakımını yapmak mecburiyetinde olmasına rağmen davalının yapmaması dolayısıyla KMK’nın 33. ve diğer ilgili maddeleri uyarınca hakim müdahalesinin talebi ve binanın riskli yapı durumunda olmadığının ve güçlendirme yapılmak suretiyle afetlere karşı da dayanıklılığının yeterince sağlanabileceğinin tespiti, taşınmaz üzerindeki riskli yapı şerhinin kaldırılması, davalıya ait dairenin oturulabilir hale gelmesinin hakimin müdahalesiyle sağlanması istenilmiştir.
Mahkemece; dava konusu binanın riskli yapı olmadığının tespiti istenilmiş olup dava konusu binanın riskli yapı olduğuna ilişkin ilgili kararı taşınmazın bulunduğu yer olan … Belediyesi ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünden alınması sebebiyle söz konusu işlemlerin idari işlem olması sebebiyle davanın idari yargıda açılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hakimin müdahalesi istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının talebi her ne kadar riskli yapı şerhinin kaldırılması istemini içeriyor olsa da aynı zamanda dava konusu taşınmazın güçlendirilmesinin mümkün olup olmadığının tespiti ve 634 sayılı KMK’nın 19. maddesindeki; Kat malikleri, ana gayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar hükmüne ve bu hüküm gereği yine aynı kanunun 33. maddesi gereğince hakimin müdahalesi hükmüne dayanılarak davalının dairesi ile ilgili müdahalelere ilişkin talepleri de içermekte olup mahkemece bu konular hakkında işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken söz konusu işlemlerin idari işlem olması sebebiyle davanın idari yargıda açılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.