Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/6240 E. 2017/4200 K. 10.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6240
KARAR NO : 2017/4200
KARAR TARİHİ : 10.05.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 8 numaralı bağımsız bölümün arsa payının 12/104 olarak düzeltilmesi ile müştemilatın 8 numaralı bağımsız bölümün eklentisi olarak tapuya tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, Karantina mahallesi 6563 ada 26 sayılı parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölümde 10/104 pay sahibi olduğunu, davalılar murisi Celil Ümit Öztürk’ün kat mülkiyeti kurulması için kendisine verdiği vekaleti kullanarak 2/104 payı kendi üzerine ayırdığını, bu nedenle bağımsız bölüm üzerindeki payının 12/104 olarak düzeltilmesini ve çatıdaki müştemilatın 8 nolu bağımsız bölüme eklenti olarak kaydedilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesine göre hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular. Olayların anlatımı taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. HMK’nın 31. maddesi uyarınca; hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukukî açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Dava dilekçesi ve davacı vekilinin 12/07/2016 tarihli duruşmada, “mülkiyet payının düzeltilmesini ve davalının taşınmazdaki payının iptalini” istediğini beyan etmesi karşısında, davanın kat mülkiyeti hukuku kapsamında arsa payı düzeltilmesi davası olmayıp mülkiyete ilişkin bir dava olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, genel hükümler çerçevesinde, görev hususu dikkate alınarak karar verilmelidir.
Mahkemece davanın görevsizlik nedeni ile HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 18. Hukuk Dairesinin 2015/7165 Esas 2016/3136 karar sayılı bozma kararı maddî yanılgıya dayalı olup, davanın nitelendirilmesine göre, uyuşmazlığın çözüm yeri, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca belirlenecek asliye hukuk mahkemesidir. Davanın görevsiz bulunan sulh hukuk mahkemesi tarafından incelenip, karar verilmesi doğru olmamıştır. Görev dava şartı olup, mahkeme hâkimi tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen gözönünde bulundurulması gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 18. Hukuk Dairesinin 24/02/2016 tarih ve 2015/7165 E. – 2016/3136 K sayılı BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 27/10/2016 gün ve 2016/544 E. – 1063 K. sayılı kararının açıklanan nedenle değişik gerekçe ile BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 10/05/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.