YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6208
KARAR NO : 2017/4291
KARAR TARİHİ : 11.05.2017
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Hükmü temyiz eden davalılar-birleşen dosya davalıları vekili adli yardım talebinde bulunması üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/12/2016 gün ve 2016/1955– 15516 sayılı adli yardım isteminin reddine dair verdiği karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yerel mahkeme hükmünü temyiz eden davalılar-birleşen dosya davalılar vekilinin adli yardım talebinde bulunması üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/12/2016 gün ve 2016/1955– 15516 sayılı kararı ile adli yardım taleplerinin reddine ve temyiz harç ve başvuru harcı ile giderlerinin tamamlanması için 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 434/3. maddesi uyarınca temyiz eden davacı vekiline usulüne uygun muhtıra tebliğ edilerek, sonucuna göre işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, bu karara davalılar-birleşen dosya davalıları vekilinin yaptığı itiraz üzerine, dosya HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca itirazı incelemekle görevli olan Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334 ve devamı maddeleri uyarınca adli yardım talebinde bulunan kimse, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispat etmek (yoksulluk şartı) ve davada veya talepte haklı olduğu yolunda kanaat uyandırmak zorundadır (haklı olma şartı).
Aynı Kanunun 334. maddesinin ikinci fıkrasına göre ise; tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanabilmesi sadece kamuya yararlı dernek ve vakıflarla sınırlıdır. Kanunda adli yardımdan yararlanacak kişiler arasında sayılmadığı için sermaye şirketleri adli yardımdan yararlanamaz.
Aynı Kanunun 336/2. maddesine göre de; adli yardım talebinde bulunacak kişi, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin kararında belirtildiği gibi adli yardım talebinde bulunan davalı-birleşen dosya davalıları şirketler yönünden; ticari şirket olmaları nedeniyle yukarıda anılan kanun hükmü gereği adli yardımdan yararlanma hakları bulunmamaktadır.
Gerçek şahıslar yönünden ise, adli yardım istemine dair dilekçenin ekinde; adli yardım talebinde bulunan davalı gerçek şahısların ödeme gücünden yoksun olup olmadığı hususunda kanaat uyandırmaya yeter nitelikte herhangi bir belge yani bir başka anlatımla, sunulması zorunlu olan mali duruma ilişkin belgeler ibraz edilmemiştir. Bu durum karşısında davalılar vekilinin itirazının HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca kesin olarak reddi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin itirazının 6100 sayılı HMK’nın 337. maddesinin, 11.04.2013 kabul tarihli, 30.04.2013 tarih ve 28633 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6459 sayılı Kanunun 23. maddesiyle değişik ikinci fıkrası uyarınca kesin olarak REDDİNE 11/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.