Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/6136 E. 2019/523 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6136
KARAR NO : 2019/523
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde; davacının davalılardan …’den alacağını tahsil edebilmek için … …. İcra Müdürlüğünün 2007/2865 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, icra dosyasında …’in babası … adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı araç ile … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii 626 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki miras hisselerini haciz konulduğu, bu hisselerin icra kanalıyla satılamadığından yetki alınarak bu davayı açtıkları belirtilerek, dava konusu taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilerek paraya çevrilmesi istenilmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesi 2009/861 E. – 2012/1188 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii 626 sayılı parselde bulunan 385,50 m² yüzölçümünde arsa vasfında kayıtlı ancak üzerinde bina bulunan taşınmaz ile … plaka sayılı vasıta olan taşınır mal üzerinde ortaklığın umuma açık satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2013/8607 E. – 2013/9737 K. sayılı kararıyla “dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda, hâkim, 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir.
Dosyada toplanan belge ve bilgilere, özellikle bilirkişi raporu içeriğine göre; dava konusu taşınmazın üzerinde zemin kat ve 2 normal kattan oluşan bir bina mevcut olduğu, zemin kat ve normal katlarda her katta 2 adet bağımsız bölüm olmak üzere toplam 6 adet bağımsız bölüm bulunduğu, paydaş ve bağımsız bölümlerin sayısı itibariyle her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü, taşınmaz üzerindeki yapının Kat Mülkiyeti Kanununun 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiilî durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M….), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12. maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Kanunun 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiilî durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Bu bakımdan somut olayda da mahkemece davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı projesinin ve sonradan değişiklik yapılmış ise buna ilişkin tadilat projesinin olup olmadığının taraflara ve ilgili belediyeye sorulup etraflıca araştırılması, proje mevcut değilse, ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre yapının mevcut haliyle imar mevzuatına ve bulunduğu yerin imar durumu ile fenne aykırılık oluşturmadığı veya imara ya da projeye aykırılıklar giderildiği takdirde onay verilebileceğinin saptanması durumunda, öncelikle aykırılıkların giderilmesi daha sonra yapının fiilî durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili imar müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davalı tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde de; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün (konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanıp varsa fiilî taksime göre, taksim yoksa çekilecek kura ile önce her paydaşa birer bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümlerin pay oranları da gözetilmek suretiyle yine kura ile paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa bedel farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, yönetim planı gibi belgeleri paydaşların (tanınan süreye rağmen) imzalamaktan kaçınması halinde bunların imzalanmış sayılması suretiyle araştırmanın tamamlanmasından sonra kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesine; belirtilen koşulların oluşmaması durumunda ancak, satışa karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir” denilerek kararın bozulmasına hükmetmiştir.
Mahkemece; Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii 626 sayılı parselde bulunan 385,50 m² yüzölçümünde arsa vasfında kayıtlı ancak üzerinde bina bulunan taşınmaz ile … plaka sayılı vasıta olan taşınır mal üzerinde ortaklığın umuma açık satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseleri oranında taraflara paylaştırılmasına, satış bedeli üzerinden % 011,38 oranında harç alınmasına ve taraflara hisseleri oranında yükletilmesine, satış için görevde bulunan satış memurunun görevlendirilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da, gereği tam olarak yerine getirilmemiştir:
Yargıtayın bozma kararlarına karşı direnme hakkı yasalarımıza göre mahkemeye verilmiş olup, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bu bağlamda hakim, uyduğu bozma kararının gereğinin eksiksiz yerine getirilip getirilmediğini denetlemekle görevlidir.
Şöyle ki;
… Sulh Hukuk Mahkemesi 2009/861 E. – 2012/1188 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2013/8607 E. – 2013/9737 K. sayılı kararıyla “…Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davalı tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi ve belirtilen konularda eksikliklerin tamamlanması hususunda mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir.
Ancak mahkemece bozma kararı doğrultusunda davalı vekiline yetki ve yeterli süre verilmeyerek buna karşın 24.12.2013 tarihli celsede davacı tarafa KMK’nın 12. maddesinde sayılan belgelerin tamamlanması için yetki ve mehil verilmiş ancak bir sonraki celseye kadar davacı tarafça herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine 13/02/2014 tarihli duruşmada alınan ara karar gereğince “kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davacı vekiline Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan belgelerin tamamlanması için iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre zarfında ilgili evrakların tamamlanmaması ya da ilgili evrakların alınması için girişimde bulunulduğuna dair herhangi bir belge mahkemeye sunulmadığı takdirde dosyanın mevcut haliyle yargılamasına devam olunup karara çıkarılacağı hususlarını içerir meşruhatlı davetiye çıkarılmasına karar verilmiş, usulüne uygun davetiye tebliği ve verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça KMK’nın 12. maddesinde sayılan belgelerin tamamlanmadığı gibi bu belgelerin alınması ile ilgili herhangi bir girişimde bulunulmadığı tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılması gereken (bir kısım davalılar vekilinin 18.03.2014 havale tarihli dilekçesinde kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesi bakımından, KMK’nın 12. maddesinde sayılan belgelerin tamamlanması için yetki ve süre talep ettikleri de dikkate alınarak) Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2013/8607 E. – 2013/9737 K. sayılı kararındaki hususlar aynen dikkate alınarak Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davalı tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi gerekirken, bozma kararındaki hususlar tam ve eksiksiz yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.