Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5608 E. 2019/89 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5608
KARAR NO : 2019/89
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının … ilçesi … mahallesi 1228 ada … parsel A blok 2 nolu bağımsız bölüm sahibi olduğunu davalının takip tarihi (2011 yılı 9. ay hariç) itibariyle site genel kurul kararları ile belirlenmiş vadelerde ödemesi gereken aidat, kalorifer kazan sistem bedeli ve 3 aylık yakıt bedeli olmak üzere toplam 4200 TL borcu bulunduğunu, davalının işbu borcu ödememesi nedeniyle 19.09.2011 tarihinde davalı borçlu aleyhine … …. İcra Müdürlüğünün 2011/1906 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun %40 oranında icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, davalının davacı site yönetimine borçlu bulunduğu anlaşıldığından … …. İcra Müdürlüğünün 2011/1906 Esas sayılı takibe yapmış olduğu itirazının iptaline takibin aynen devamına asıl alacağın (4200 TL) %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden dava konusu taşınmazın birden faza parsel üzerinde bulunup bulunmadığının tespit edilmediği, dava konusu borca ilişkin ise davalının sorumlu olduğu miktar yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden görülmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davaya konu birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu anlaşılamamaktadır. Bu nedenle öncelikle ilgili tapu müdürlüğünden tüm tapu kayıtları ve yönetim planı istenilerek sitenin birden fazla parsel üzerine kurulu olması durumunda Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, tapu da ilgili bağlantının sağlanıp sağlanmadığının araştırılması, Kat Mülkiyeti Kanunu bakımından sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğinin anlaşılması halinde; uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekeceğinden görev hususunda bir karar verilmesi gerekmektedir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu durumda mahkemece; Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen toplu yapı yönetimi yoksa; asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan hususlar tespit edilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca kabule göre de; Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamaları nazara alınarak dava konusu edilen döneme ait olmak üzere yönetimde bulunan ortak gider ve aidat alacağına ilişkin karar ve işletme defterleri, fatura ve makbuzları; davaya konu aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu toplantılarına davalının katılıp katılmadığı, katılmamış ise bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise buna ilişkin belgelerin varsa bu dönemlere ilişkin işletme projesinin aslı veya onaylı örneği ile işletme projesinin varsa davalıya tebliğine ilişkin belgelerin davacı yönetimden celbi ve diğer kayıt ve belgeler getirtilip tüm hesapların uzman bilirkişiye incelettirilerek davalının davaya konu ortak gider ve aidat borçlarının bulunup bulunmadığının ve borcu var ise ödeyip ödemediğinin tespit ettirilmesi, belge ve kayıt bulunmadığı takdirde tarafların tüm delilleri toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekmektedir. Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Mahkemece ilgili tüm belgelerin celbi ve taraf delilileri toplanmak suretiyle yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde incelenerek oluşacak sonuca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması ve davalının ortak gider borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gecikme tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.