Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5452 E. 2017/3038 K. 10.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5452
KARAR NO : 2017/3038
KARAR TARİHİ : 10.04.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … 1. Asliye Hukuk ve … Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, kira ilişkisi nedeniyle mecura yapılan faydalı masrafların tahsili istemine ilişkindir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesince ise sözleşmenin bitiş tarihi olan 23/06/2006’dan sonra davacının kira parası adı altında ödeme yapmış olması ise 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi ile öngörülen, kira sözleşmesinin bitim tarihinden sonra devam eden işgal durumunda ödenmesi gereken ecrimisil parasıdır. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Bu durumda, anılan yasal düzenlemeye göre taraflar arasındaki kira sözleşmesinin, kira süresinin dolduğu 23.06.2006 tarihinde sona erdiği, sürenin dolması ile kira akdi süresiz hale gelmeyip, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davacının fuzuli işgalci durumuna düştüğü anlaşılmaktadır. Bütün bu anlatımlar karşısında, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği gibi kira bedellerinin tahsil edilmeye devam etmiş olması, taşınmazın statüsünde herhangi bir ihtilaf ve çelişki yaratmamaktadır. Gerek sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihleri arasında, gerek ise sözleşmenin bitiş tarihinden sonra yapılmış olsun, davacı vekilinin talep etmiş olduğu zorunlu ve faydalı masraflar Borçlar Kanunu kapsamında imzalanmış kira sözleşmesini ilgilendirmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin, … ili, …. mahallesi 553 adada bulunan taşınmazı … Belediye Başkanlığının yapmış olduğu 12/06/2003 tarihli ihale sonucunda işletmeye başladığını, taşınmaz üzerine ihale şartnamesindeki zorunlu hususlar gözetilerek tüm masrafları müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle tesisler yapıldığını, bu haliyle davalı kurum tarafından yap-işlet-devret modelinin uygulandığının iddia edilmesine karşılık, müvekkilinden kira bedellerinin tahsis edilerek bu haliyle taşınmazın statüsü, ihtilaflı ve çelişkili olmaya devam edildiğini, müvekkili tarafından….. Bahçesi olarak 23/06/2003 tarihli tahsis sözleşmesi ile işletilmekte iken tahsis süresinin 23/06/2006 tarihinde dolduğundan bahisle başlatılan işlemler sonucunda işletmenin 06/01/2010 tarihinde cebren tahliye edilerek tahliye sırasında müvekkiline ait bulunan taşınır mallar ve demirbaşların davalı kurum yedinde kaldığını, taşınmaz üzerine yapılan masraflar hususunda tespit talebinde bulunulduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/2 D. İş Esas sayılı dosyası ile yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkili tarafından yapılan masraf bedelinin 98.322,59.-TL olduğunun belirlendiğini, davalı kurumun kendi görev alanı içinde olmasına
rağmen ihale şartnamesinde müvekkiline yüklediği için taşınmazın içinden dere geçen bölümün üstüne dolgu-menfez yapılarak bedelin müvekkili tarafından ödendiğini, ancak masraf bedelinin bilirkişi tarafından sunulan raporda hacim hesabı aletsel ölçümü yapılmadığından hesaplamanın dışında tutulduğunu, davalı kurum tarafından ihale tarihinden 3 yıl sonra taşınmazın tahliyesinin talep edildiğini belirterek müvekkilinin, davalıya ait taşınmaz üzerine yaptığı masraf tutarı olan 98.322,59.-TL ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla mülkiyeti kendisine ait olan ve davalının uhdesinde bulunan menkullerin bedeli olan 13.000,00.-TL’nin toplamı olarak 111.322,59.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/855 E. – 2010/332 K. sayılı dosyasında, davacı … vekili tarafından, davalı … aleyhinde kiracılık sıfatının tespitine ilişkin dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda “23.06.2006 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğine” değinilerek davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesince onanmasına karar verildiği ve 04/10/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmadığından genel hükümlere göre, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/04/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.