Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5311 E. 2019/784 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5311
KARAR NO : 2019/784
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda tavzih istemi üzerine verilen ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … mahallesi, 1350 ada, 3 parseldeki toplam beş blok ve kırk üç daireden oluşan ana taşınmazdaki, sekiz bağımsız bölümden oluşan A blokun depremde tamamen yıkıldığını, müvekkilinin ise A bloktaki tüm bağımsız bölümlerin maliki olduğunu beyan ederek; müvekkilinin maliki olduğu A blokun tüm bağımsız bölümlerine arsa payı olarak isabet eden 556 m2’lik kısmının ifrazı ile ayrı bir parsel olarak tapuya kaydına ve ana taşınmazdan ayrıştırılmasına veya bu talepleri tüm kat maliklerince ve mahkemece kabul görmez ise tüm kat maliklerinin muvafakatı yerine kaim olmak üzere yıkılan ve maliki olduğu A blok yerine imar mevzuatının el verdiği ölçüde ve önceki inşaat alanını ve kat adedini aşmamak üzere bina inşaatı yapması için müvekkilinin lehine karar verilmesini ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece;
Davanın kabulü ile;
… ili, … içesi, … mahallesi, 1350 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki A, B, B1, C ve C1 nolu bloklardaki kat irtifakının iptaline,
… ili, … ilçesi, … mahallesi, 1350 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın; bilirkişi raporu ekinde bulunan krokide 1350/A parsel numarası ile gösterilen 538,79 m2 ve 1350/B parsel numarası ile gösterilen 2357,21 m2 olarak iki ayrı parsele ayrılmasına,
Oluşacak 538,79 m2’lik parselinin tam hissesinin … adına tapuya kaydına,
2357,21 m2’lik parselin fen bilirkişi …’ın sunmuş olduğu 21/01/2013 tarihli raporunun ekindeki listede isimleri yazılı kat maliklerine …/35 arsa payı ile tapuya tesciline,
Hüküm özetinin tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, sonrasında; davacı vekili 18/06/2015 tarihli tavzih istemli dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın tamamındaki bağımsız bölümlerde kat mülkiyeti kurulu ve bloklardan sadece birisi (ayrılan kısımdaki yıkılan blok) dava konusu iken tüm blokların kat irtifakının terkininin karara bağlandığını, oysaki yıkılmış olan A blokun kat mülkiyetinin terkini ile bu kısmın ayrı bir parsel olarak tescilini, kalan B, B1, C ve C1 bloklardaki kat mülkiyetlerinin devamına, cinsinin “beş bloklu kargir kırk üç daireli apartman” iken değiştirilerek “dört bloklu kargir apartman” olarak tesciline, (iki ayrı parsel şeklinde) tavzihen karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tavzih istemine ilişkin olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305/…. maddesi uyarınca, davacı vekilinin talebinin verilen kararın değiştirilmesi mahiyetinde olduğu, yeni bir hüküm tesisini gerektirdiği, hükmün tavzihinin ancak hükümdeki çelişkili ve kapalı hususların açıklanması için yapılabileceği, hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilemeyeceği ancak temyiz yolu ile kararın değiştirilmesinin istenebileceği, bu yola da başvurulmadığı, tavzih talebi yerinde olmadığından 304. maddenin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle; tavzih talebinin reddine dair ek karar verilmiş ve bu karar bizzat davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi uyarınca hakim müdahalesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. ve devamı maddelerinde “tavzih” kurumu açıkça düzenlenmiş ve aynı yasanın 305. maddesi, “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmünü amir olup; incelenen dosya kapsamına göre anılan yasa hükmü uyarınca mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 07/02/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.