Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5015 E. 2019/1755 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5015
KARAR NO : 2019/1755
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım müdahil davacılar vekili, … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili, Müdahale talebinde bulunan … vekili, davacılar … ve Arkadaşları vekili, asli müdahil … vekili, davacılar … ve …, müdahil davacılar … ve Arkadaşları vekili, … ve Arkadaşları vekili, müdahil davacılar vekili … ile müdahil davacı …, …, Orman Yönetimi, Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1952 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında … 627 parsel sayılı taşınmaz 5884 dönüm yüzölçümü ve günlük, karaağaç, dışbudak ve çınar ormanı niteliğiyle, edinme sütunun da taşınmazın tahdit içinde kaldığı da belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş, yörede 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılarak 15/05/2014 -13/06/2014 tarihleri arasında ilan edilen çalışma sonucu dava konusu taşınmaz 130 ada 383 parsel numarasıyla 6311404, 85 m2 olarak sınırlandırılmış, yenileme tutanağı davalıdır şerhi verilerek dosya içine gönderilmiştir.
Davacılar Menteşe müşterekleri vekilince Haziran 1337 tarih 22 ila 39 nolu tapu kayıtlarına dayanılarak bir kısım gerçek kişiler tarafından ise zilyetliğe dayalı olarak tespite itiraz edilmiş, yargılama sırasıda çok sayıda gerçek kişi, köy tüzelkişiği davaya harçlı katılmış, 13/10/2000 tarihli celse de mahkemece Vakıflar Genel Müdürlüğünün müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı Hazinenin ise çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan orman alanı olduğu iddiasıyla Haziran 1337 tarih 65 sıra numaralı tapu kaydından 3116 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin A ve B fıkraları gereğince kamulaştırma ile oluşturulan Mayıs 1939 tarih 14 sıra numaralı tapu kaydı ile Haziran 1337 tarih ve 38 nolu tapu kaydına tutunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm asli müdahil … tarafından 242 nolu bölüme yönelik, … tarafından 241 nolu bölüme yönelik, … ve arkadaşları vekili … … tarafından 314 315, 180, 294 nolu bölümlere yönelik, … tarafından 311, 405/A-B-C nolu bölümlere yönelik, … ve arkadaşları vekili … tarafından, 87/A -B, 101, 143/A-147/B, 158, 209, 53/E, 103, 186 nolu bölümlerde şerhe yönelik, 117 (Asliye Hukuk Mahkemesi 1957/140 E.- 1958/72 K. Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına göre tahdidin iptal edildiği belirtilerek), 118 nolu bölümün (Asliye Hukuk Mahkemesi 1957/140 E. – 1958/72 K. Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına göre tahdidin iptal edildiği belirtilerek), 209, 451 nolu bölümler yönünden 2/B alanı olarak tescilinin doğru olmadığı belirtilerek esasa yönelik, 111 ve 112 nolu bölümler yönünden ise 1 payının … adına tescilinin hatalı olduğu, tamamının müdahil … adına tescili gerektiğine yönelik, 186 nolu bölümün ise tamamının … adına tesciline karar verilmesi gerekirken 1/2 payının … adına tesciline karar verilmesine yönelik, müdahil davacı … tarafından 208/e bölümüne ilişkin esasa yönelik, 64 nolu yerde şerhe yönelik, müdahil davacılar … ve Arkadaşları vekili tarafından 452, 277/B-A/3B-A/4 284-286/B, 1/B, 10B, 11, 12, 67, 96, 198, 214, 252, 319/A, 384, 386, 399, 458, 14 vs. nolu bölümlerde esasa yönelik, 1, 4, 10,
27, 29, 39, 53, 67, 68, 90A, 91, 96, 99, 108, 141, 142B-C, 143B, 144, 152-153/B, 159/B, 179, 206, 252, 454, 458, 461 nolu bölümler yönünden şerhe yönelik, bir kısım müdahil davacılar vekili … tarafından orman niteliği ve Hazine adına tesciline karar verilen 277/A3-A4, 280, 282+283/A, 284+286/A1-D-E nolu bölümler ile 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilen 16, 30/AB, 36/AB, 37/B2, 82, 83, 120, 121, 136, 137, 138/B, 139/ABCD, 149/B, 150/B, 151/B, 167/AB, 170/B, 177, 178, 191/AB, 212, 213, 218+219, 220, 221, 222/AB, 223/AB, 224, 226/AB, 233/BC, 235, 236, 252, 253, 271, 272/ABC, 274, 276/AB, 293/c, 304, 310/A1B1C1, 312, 313, 316, 319/ACDE, 324/ABC, 328, 336, 378, 379, 380, 383, 385, 389/ABCD, 398, 402, 413, 430, ABCD, 455, 456 numaralı kısımlarda esasa yönelik beyanlar hanesine… vakfından icareteynli kaydı konulan 16, 21, 22, 24, 25/B, 30/AB1B2, 38, 40, 42, 44, 45, 48, 49, 51/ABCD, 52, 53/ABF, 54/ABC, 55/AB, 57, 58, 59, 60, 61, 63, 65, 66, 68, 69, 71, 88, 89/A, 91, 92, 93, 94, 95, 97, 99/BC, 100, 104, 105, 107, 113, 143/B, 146/AB, 147/AC, 148, 149/AB, 150/AB, 151/AB155, 157, 161, 162, 163, 164, 166, 167/AB, 170/AB, 171, 172/AD, 173, 175, 176, 177, 178, 181+189+190, 182, 183/AB, 184, 185, 186, 191/A-B, 207/AB, 211, 455, 456, 465, 466 numaralı kısımlarda şerhe yönelik, göl etki alanında kaldığı gerekçesiyle tescil harici bırakılan 310/A2-A3-B2-B3 numaralı kısımlara ve bir kısım maddi hatalar ve hak sahipliğine yönelik hususlarda duruşmalı olarak temyiz edilmiş, hüküm ayrıca asli müdahil …, davalı Hazine, davalı … Yönetimi ve davada taraf olarak yer almayan … Büyükşehir Belediyesi tarafından da temyiz edilmiştir. Asli müdahil davacılar vekili …’in duruşmalı temyiz istemi gider yokluğundan reddedilmiştir.
Müdahale talebinde bulunan … vekili … müvekkilinin davada taraf sıfatı bulunduğunu ileri sürerek hükmü temyiz etmiş ise de, mahkemece verilen kesin sürede müdahale harcını yatırmadığından müdahale talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Hüküm müdahil davacılar …, …, …, …, … …, … vekili … tarafından hükmün 35/A-B-C-D, 56/A ve B, 464/B bölümleri yönünden şerhe yönelik, 56/B, 347 bölümler yönünden ise esasa yönelik olarak temyiz edilmiş, mahkemece ek karar ile, müdahiller vekili …’ın temyiz talebinin süreden reddine karar verilmiş, müdahil vekillerince ek karar temyiz edilmiştir.
Hüküm, davacı … ve … vekili … tarafından temyiz edilmişse de, mahkemece ek karar ile temyiz talebinin süreden reddine karar verilmiş ek karar davacılar vekiline tebliğ edilmiş ancak süresinde ek karar temyiz edilmemiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında genel arazi kadastro tesbiti yapılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra yargılama sırasında 1976 ila 1981 yılları arasında 1744 sayılı Kanun uyarınca yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 1987 yılında 3302 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve 14.10.1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmaları vardır.
1- Bir kısım müdahil davacılar vekili …’ın temyiz talebi yönünden: bir kısım müdahil davacılar vekili Av. …’a gerekçeli kararın 09/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, müdahil vekilince kararın 02/11/2015 tarihinde temyiz edildiği, mahkemece ek karar ile temyiz talebinin süreden reddine karar verildiği ve 26/12/2016 tarihinde tebliğ edilen ek kararın vekil tarafından 06/11/2017 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte bulunan 432. maddesisinin beşinci fıkrasına göre temyiz isteminin reddine ilişkin karar, bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde temyiz edilebilir. Asli müdahiller vekiline temyiz isteminin reddine ilişkin karar 26/12/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın, davacı temyiz dilekçesini yasal 7 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 06/11/2017 tarihinde temyiz ettiğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyiz itirazları yönünden; Hükmü temyiz etme yetkisi davanın taraflarına aittir. Dava, kadastro tesbitine itiraz davası olup çekişmeli parsel, orman niteliği ile davalı Hazine adına tesbit görmüştür. Davacı gerçek kişiler, dava dilekçesinde Hazine ve Orman Yönetimine husumet yöneltmişlerdir. Belediyeye karşı yöneltilmiş bir husumet bulunmadığı gibi belediyenin asli davacı sıfatıyla davaya harçlı bir katılımı da yoktur. Mahkemece, kararın sonradan belediyeye tebliğ edilmiş olması kendisine taraf sıfatını kazandırmaz. Davada taraf sıfatı olmayan … Büyükşehir Belediye Başkanlığının kararı temyiz yetkisi ve sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
3- Müdahale talebinde bulunan … vekili …’in temyiz itirazları yönünden; müdahale talebinde bulunan … hükmü temyiz etmişse de, bir davada hükmü temyiz hakkının davanın taraflarına ait olduğu, …’in yargılama sırasında müdahale dilekçesini harçlandırmadığından taraf sıfatını kazanmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
4- Davacı …, … vekili Av. … 314 ve 315 nolu bölümlere yönelik temyiz itirazları yönünden; mahkemece 314 ve 315 nolu bölümlerin Hazine adına 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline ve 314 nolu kısımda asli müdahil davacı …, 315 nolu kısımda asli müdahil … adına kullanıcı şerhi verilmesine karar verilmiştir. Müdahil davacılar vekili temyiz dilekçesinde söz konusu taşınmazlar için tahdidin iptaline ilişkin mahkeme ilamı bulunup, … Asliye Hukuk Mahkemesi 1957/89 E. – 1958/362 K. sayılı taşınmaza uyan ilamın uygulanmadığını ileri sürmüşse de, … tarafından açılan tahdidin iptaline ilişkin davada, Asliye Hukuk Mahkemesi 1957/89 E. – 1958/362 K. ilamında tahdit dışına çıkartılan yerin hudutları: … mevkii, doğusu …, batısı …, kuzeyi … …, güneyi … ile … 20 dönüm yazılı olarak belirtilmiş olup, aynı ilamın 124 nolu ve 203 nolu bölümlere uygulandığı, 124 nolu bölüm yaklaşık 14 dönüm olup, … adına, 203 nolu bölümün ise yaklaşık 17 dönüm olup … adına tesciline karar verildiği, mahalli bilirkişiler tarafından 31/05/2012 tarihli keşifte, 314 nolu bölümün kadastrodan önce … tarafından ondan önce de … tarafından kullanıldığını, kadastrodan sonra …’den …’nın satın aldığını söyledikleri, yine mahalli bilirkişi 315 nolu bölüm için kadastrodan önce …tarafından ondan önce de … tarafından kullanıldığını, …’nın kadastrodan sonra …’ya sattığını söyledikleri anlaşıldığına göre, hem hudutları ve miktarları itibariyle hem de kullanıcıları yönüyle 314 ve 315 nolu bölümlerin 1957/89 E. – 1958/262 K. sayılı ilamda belirtilen taşınmazlar olmadıkları, taşınmazların 2/B ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden oldukları anlaşıldığından mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle asli müdahil davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
5- Asli müdahil … vekili …’ın 180 nolu bölüme ilişkin temyiz itirazları yönünden: davacılar vekili temyizinde, 180 nolu bölümün Hazine adına 2/B niteliğiyle tesciline karar verilmişse de, tahdidin iptaline ilişkin mahkeme ilamı bulunup, Asliye Hukuk Mahkemesi 1957/356 E. – 1958/170 K. sayılı ve 1957/233 E. – 538 K. sayılı taşınmaza uyan ilamın uygulanmadığını ileri sürmüştür. … tarafından Orman Yönetimine karşı açılan 1957/233 E. – 1958/538 K. sayılı ilamda, 5 ayrı taşınmazın tahdidin iptaline karar verildiği, 1 nolu taşınmazın … mevkiinde olup hudutlarının doğusu …, …, kuzeyi …, batısı …, güneyi … ile … 7 dönüm olup, 62 nolu bölüme uyduğu, 2 nolu taşınmazın İki Çay Arası mevkiinde doğusu …, kuzeyi …, batısı …, güneyi … ile mahdur 5 dönüm olup, 86 nolu bölüme uyduğu, 3 nolu taşınmazın …mevkiinde doğusu …, …, kuzeyi…, batısı su arığı, güneyi … ile … 2 dönüm olup, 335 nolu bölümün bir kısmını kapsadığı, 4 nolu taşınmazın aynı mevkiide doğusu … ve kavaklık göl, kuzeyi …, batısı …, güneyi … ile … 7 dönüm olup,
404 nolu bölüme uyduğu, 5 nolu taşınmazın ise aynı mevkiide doğusu kovalık ve göl ile …, kuzeyi …, batısı öz, güneyi öz ve kavaklık ile … 10 dönümlük yer olup, 414 nolu bölüme uyduğu, 62 nolu kısmın 8533 m2, 86 nolu kısmın 4763, 50 m2, 404 nolu kısmın 15.647, 92 m2 olarak, 414/a kısmının 14.421, 60 m2 olarak davacı … adına, 335 nolu yerin 11.216, 71 m2 olarak … adına tesciline karar verildiği, yine … tarafından Orman Yönetimine karşı açılan tahdidin iptali davasında 1957/356 E. – 1958/K. sayılı ilamda da … mevkiinde doğusu köy birlik tarlası, batısı …birlik tarlası ile … 7 dönüm yerin tahdidin iptal edildiği, bu taşınmazın ise 41 nolu bölüme uyduğu, 41 nolu bölümün mahkemece 10.781,12 m2 yüzölçümü ile davacı … adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 02/03/2011 tarihli keşifte mahalli bilirkişilerin de 180 nolu taşınmazın … kullanımında olduğunu, doğusu …, batısı arık, kuzeyi yol, …taşınmazları olup, kadastro sırasında Hüseyin Uslu’nun kullandığını, …’ın kadastrodan sonra burayı satın aldığını belirtmeleri karşısında 180 nolu taşınmazın, her iki ilamda tahdidin iptaline karar verilen yerlerden olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
6- Davacı … ve …’ın 241 ve 242 nolu temyiz itirazları yönünden: Mahkemece taşınmazların 2/B maddesi gereğince orman tahdit dışına çıkartıldığı belirtilerek Hazine adına tesciline karar verilmişse de, verilen hüküm dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Şöyle ki hükme esas alınan uzman fen ve orman bilirkişi raporları ve krokisi ile orman tahdit haritasından çekişmeli 241 ve 242 nolu taşınmazların yörede 1942 yılında yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları dışında kaldığı belirtildiğine göre mahkemece yanlış değerlendirme ile kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
7- Müdahil davacılar … ve arkadaşları vekili …, müdahil davacılar vekili … …, … ve Arkadaşları vekili …, müdahil davacılar vekili …, müdahil davacı …, müdahil … davalı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin;
A) 82, 83, 120, 121, 136, 137, 138, 139, 193, 198, 212, 213, 214, 218+219, 220, 221, 222, 223, 224, 226, 233, 235, 236, 259/b, 271, 272, 274, 276, 287, 291, 304, 312, 313, 314, 315, 316, 319, 324, 328, 333, 336, 347, 378, 379, 380, 383, 384, 385, 386, 389, 398, 399, 402, 413, 420/A , 421/A, 430/ A-2, B, C, D , 431/B , 440/b, 443/B, 450, 451 nolu kısımlar yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve fen bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken daha sonra 1976 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılarak 10.09.1981 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1988 yılında yapılıp 14.10.1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldıkları, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ve Hazinenin dayandığı tapu kayıtları ve istimlak tapusunun kapsamı dışında kaldıkları ve tahdidin iptaline yönelik bir davaya konu edilmedikleri anlaşıldığına göre, yazılı şekilde taşınmazların 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline ve kullanıcılarının beyanlar hanesine şerh verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 82, 120, 121, 136, 137, 138, 139, 193, 198, 218, 219, 220, 221, 222, 271 nolu kısımlarla ilgili hükümlerde, kullanıcı ad ve soy ismi belirlendikten sonra, cümlenin yarım bırakıldığı, 443 nolu bölümde 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilen bölümün 443/B yazılması gerekirken maddi hata ile 443/a şeklinde yazıldığı anlaşılmakta ise de bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, 82, 120, 121, 136, 137, 138, 139, 193, 198, 218, 219, 220, 221, 222, 271 nolu kısımlarla ilgili hükümlerde, cümlelerin sonuna, varsa “olduğu” ibaresinin de çıkartılarak, “olduğunun yazılmasına” ibaresinin eklenerek, 443 nolu bölümle ilgili hükmün 2. paragrafının başında yer alan “443/a ile gösterilen 3529, 23 m2’lik kısmın” ibaresininin hükümden çıkartılarak yerine “443/b ile gösterilen 3529, 23 m2’lik kısmın” ibaresinin hükme eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı HMK’nın 370/2.
maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, bunların dışındaki 83, 212, 213, 214, 223, 224, 226, 233, 235, 236, 259/b, 272, 274, 276, 287, 291, 304, 312, 313, 314, 315, 316, 319, 324, 328, 333, 336, 347, 378, 379, 380, 383, 384, 385, 386, 389, 398, 399, 402, 413, 420/A, 421/A 430/ A-2, B, C, D, 431/B, 440/b, 450, 451 kısımlara yönelik hükmün ise onanmasına karar vermek gerekmiştir.
B) 1/B, 2+3/B, 10/B, 11, 12, 13/A, 16, 18/B, 19, 23/A, 30/B, 36/B, 37/b2-b3-67/B, 96/B, 149/B, 150/B, 151/B, 154/B, 167/A-B, 168/B, 170/B, 177, 178, 180, 191/A-B, 252, 253, 455/A, 456, 458 nolu kısımlara yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve fen bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken daha sonra1976 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılarak 10.09.1981 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1988 yılında yapılıp 14.10.1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldıkları, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ve Hazinenin dayandığı tapu kayıtları ve istimlak tapusunun kapsamı dışında kaldıkları ve tahdidin iptaline yönelik bir davaya konu edilmedikleri anlaşıldığına göre, yazılı şekilde taşınmazların 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline ve kullanıcılarının beyanlar hanesine şerh verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece bu taşınmazların asli müdahil … tarafından dayanılan vakıf tapusu içinde kalması sebebiyle beyanlar hanesine “… Vakfından icareteynli” şerhi konulmasına karar verilmişse de, 4785 sayılı Kanun hükümleri karşısında öncesi orman olan yerde, daha sonra nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılsa dahi tapu kayıtlarına değer verilemeyeceğinden, vakıf şerhi konulması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, 167/A kısmına ilişkin hükümde cümle sonunda yer alan” ve 167/A 3304, 34 m2’lik kısım için … Vakfından icareteynli” ibaresinin, 167/B kısmına ilişkin hükümde cümle sonunda yer alan” ve 167/B-1 3340, 98 m2 olmak üzere toplam 6644, 32 m2’lik kısım için Mihrişah Valide Sultan Vakfından icareteynli” ibaresinin, 191/A kısmına ilişkin hükümde cümle sonunda yer alan” ve 191/a-1 4458, 43 m2 için … Vakfından icareteynli” ibaresinin, 191/b kısmına ilişkin hükümde cümle sonunda yer alan” ve 191/b-1 1592,09 m2 için toplam 6050,52 m2’lik kısım için … Vakfından icareteynli” ibaresinin, 456-458, 459/B kısımlara ilişkin hükümlerin cümle sonunda yer alan ” beyanlar hanesine mihrişah valide sultan vakfından icareteynli şerhi konulmasına” ibaresinin, diğer 1/B, 2+3/B, 10/B, 11, 12, 13/A, 16, 18/B, 19, 23/A, 30/B, 36/B, 37/b2-b3-67/B, 96/B, 149/B, 150/B, 151/B, 154/B, 168/B, 170/B, 177, 178, 180, 252, 253, 455/A kısımlara ilişkin hükümlerin cümle sonlarında yer alan” ve Mihrişah Valide Sultan Vakfından icareteynli” ibaresinin çıkartılarak hükümlerin düzeltilmesine ve 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
C) 13/b, 18/a, 23/b, 32/a-4 ve 32/b-2, 206/D-2 208/E, 209, 415, 425/A-B nolu kısımlara ilişkin temyiz itirazları yönünden: İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve fen bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldıkları ve tahdidin iptali davası ve aplikasyon, 2. madde ve 2/B çalışmalarına konu edilmediklerinin anlaşılmasına göre mahkemece orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak Anayasanın 169. maddesinin koruyucu hükmü karşısında ormanlar üzerine hiçbir kısıtlayıcı şerh konulamayacağından, taşınmazların beyanlar hanesine kullanıcı şerhi ile vakıf şerhi konulması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, 13/b, 18/a, 23/b, 32/a-4 ve 32/b-2, 206/D-2 208/E, 209, 415, 425/A-B nolu kısma ilişkin hükümlerde “orman niteliğiyle Hazine adına tesciline” ibaresinden sonra yazılı
olan ibarelerin hükümden çıkartılması suretiyle hükümlerin düzeltilmesine ve 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
8- Asli müdahil …, …, …, … vekili Av. …, … ve Arkadaşları vekili …, … ve Arkadaşları vekili …, bir kısım asli müdahil davacılar vekili …, asli müdahil … vekili, davalı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın 1/B 2+3/A, 4, 5, 6, 7, 8, 9+17, 10/B, 14, 15, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 32/A3B3, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46+47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57+58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96/A/C, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111+112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 13, 132, 133, 134, 135, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149/A, 150/A, 151/A, 152+153, 154/A, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 168/B, 169, 170/A, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 179, 181+189+190, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 195, 196, 197, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206/ABD/1, 207, 210, 211, 215, 216, 217, 229, 225, 227, 228, 230, 231, 232, 234, 237, 238, 239, 241, 242, 243, 244, 245, 267, 246, 247248, 249, 250, 251, 254, 255, 256, 257, 258, 259/A, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 268, 269, 270, 273, 275, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284+286, 285, 288, 289, 290, 292, 293, 294, 295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 306, 307, 308, 309, 310, 311+405, 317, 318, 320, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 329, 330, 331, 332, 334, 335, 337, 338, 339, 340, 341, 342, 343, 344, 345, 346, 348, 349, 350, 351, 352, 353, 354, 355, 356, 357, 358, 359, 360, 361, 362, 363, 364, 365, 366, 367, 368, 369, 370, 371, 372, 373, 374, 375, 376, 377, 381, 382, 387, 388, 390, 391, 392, 393, 394, 395, 396, 397, 400, 401, 403, 404, 406, 407, 408, 409, 410, 411, 412, 414, 416, 417, 418, 419, 421/B, 422, 423, 424, 425/C-D, 426/B, 427, 428, 429, 430/A1, 431/A, 435 (432, 433, 434 nolu kısmın tamamına 435 yazılmış), 436, 437, 438, 439, 440/a, 441, 442, 443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 452, 454, 455/B, 456, 457, 459, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 466, 467, 468, 482 nolu bölümlere ilişkin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; kadastro tespitinin iptaline, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdidin dışında kalan 1/a, 2+3 /a, 10/A, 30/a, 32/a3-B3, 36/A, 37/a-b1, 38, 40, 44, 51, 55, 67/a-C, 88, 96/a-c, 149/a, 150/A, 151/A, 154/A, 156, 168/A, 169, 170/A, 173, 174, 206/A-B-C-(D-1), 455/b, 459/a, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 466 nolu kısımlarının gerçek kişiler adına tesciline, bu kısımların aynı zamanda Vakıflar Müdürlüğünün dayandığı tapu kapsamında kaldığından beyanlar hanesine vakıf şerhi konulmasına, tahdidin iptali davasına konu olmakla birlikte kısmen tahdidin içinde kalan kısmen de tahdit dışında olduğu anlaşılan 4, 5, 6, 7, 8, 9, 17, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 33, 34, 35, 39, 41, 42, 43, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 52, 53, 54, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 70, 71, 72, 86, 87, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 107, 108, 113, 115/A, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 152, 153, 155, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 171, 172, 175, 176, 179, 181, 189, 190, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 192/B, 197, 204, 205, 207, 210, 211, 215, 216, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 84, 85, 106, 109, 110, 111, 112, 114, 115/B-C, 116, 119, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 140, 192/A-C, 195, 196, 199, 200, 201, 202, 203, 217, 229, 225, 227, 228, 230, 231, 232, 234, 237, 238, 239, 243, 244, 245, 267, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 270, 273, 275, 277, 278, 279, 295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 306, 307, 308, 309, 317, 318, 320, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 329, 330, 331, 332, 334, 335, 337, 338, 339, 340, 341, 342, 343, 344, 345, 346, 348, 349, 350, 351352, 353, 354, 355, 356357, 358, 360, 361, 362, 363, 364, 365, 366, 367, 368, 370, 371, 372, 373, 374, 375, 376, 377, 381, 382,
387, 388, 390, 391, 392, 393, 394, 395, 396, 397, 400, 401, 403, 404, 406, 407, 408, 409, 410, 411, 412, 414, 416, 417, 418, 419, 422, 423, 424, 427, 428, 429, 448, 449, 457 nolu kısımların gerçek kişiler adına tesciline, bunlardan 4, 5, 6, 7, 8, 9, 17, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 33, 34, 35, 39, 41, 42, 43, 45, 46+47, 48, 49, 50, 52, 53, 54, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 70, 71, 72, 86, 87, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 107, 108, 113, 115/A, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 152, 153, 155, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 171, 172, 175, 176, 179, 181, 189, 190, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 192/B, 197, 204, 205, 207, 210, 211, 215, 216, 454 nolu kısımların aynı zamanda vakıflar müdürlüğünün dayandığı tapu kapsamında kaldığından beyanlar hanesine vakıf şerhi konulmasına, kesinleşen tahdidin dışında kalan 259/a, 269, 425/D-C, 426/B, 430/a1, 431/a, 435, 436, 437, 438, 439, 440/a, 441, 442, 443/a, 444, 445, 446, 447, 467 nolu kısımların da kişiler adına tesciline karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki, yörede 1942 yılında yapılarak kesinleşen tahdit çalışması bulunup, dava konusu 627 parselin bir kısmının kesinleşen tahdit sınırları içinde, bir kısmının tahdidin dışında kaldığı, tahdit içinde kalmakla birlikte taşınmazın bazı bölümlerine karşı kullanıcıları tarafından tahdidin iptali için açılmış bulunan çok sayıda dava bulunduğu, mahkemelerce tahdidin iptaline karar verilen taşınmazlar yönünden (bu taşınmazlardan bir kısmı yörede daha sonra yapılan 2/B çalışması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır), taşınmazların kullanıcıları adına tespit ve tesciline karar verildiği, yine çekişmeli taşınmazın tahdidin dışında kaldığı tespit edilen bazı bölümlerinin tahdidin iptali davalarına konu edilmiş oldukları anlaşılmıştır.
Davacı Asım Menteşe ve müşterekleri tapu kaydına dayanarak, bir kısım gerçek kişiler zilyetliğe dayanarak taşınmazın adlarına tescili istemiyle tespite itiraz etmişlerdir. Davalı Hazine ise bir kısım tapu kayıtlarına ve kamulaştırma kararlarına dayanarak davanın reddini talep etmiş, asli müdahil davacı … Bölge Müdürlüğü de 21 zilkade 1209 nolu vakıf tapusuna dayanarak tapu kapsamında kalan yerlerin Vakıflar Bölge Müdürlüğü adına tescilini talep etmiş, asli müdahil gerçek kişiler ise zilyetliğe dayalı olarak taşınmazın adlarına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı yöntemince tespit edildiğinden bu kişiler yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.
Ancak müdahil davacı … Bölge Müdürlüğü çekişmeli taşınmazın 21 zilkade 1209 tarihli vakfiye hudutları kapsamında kalan kısımlarının … adına tescilini talep ettiği halde mahkemece tescil talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmeden, vakıf tapusunun sınırları içinde kaldığı tespit edilen kısımların beyanlar hanesine vakıf şerhi konulmasına karar vermekle yetinilmiştir. Mahkemece öncelikle, vakfın tescil talebi hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Dosya içinde yer alan Vakıflar Bölge Müdürlüğünün cevabi yazısında vakfın sahih, mazbut ve icareteynli bir vakıf olduğu belirtilmişse de, mahkemece vakfın niteliği yönünden başkaca bir araştırma yapılmamış, Dairenin ve Yargıtay Dairelerinin benzer davalarda … Vakfının niteliğine yönelik verilen kararları ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararları (2013/20-1580 2015/1476 E.K. sayılı ilamında … Vakfını gayrisahih vakıf olarak kabul edilmiş) nazara alınmamıştır.
Hazine çekişmeli taşınmazın 1337 tarih ve 65 nolu ve 38 nolu tapu kapsamında kaldığını taşınmazın 3116 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarıca orman olarak kamulaştırıldığını ileri sürmektedir. Hazinenin dayandığı 65 nolu tapu 4000 dönüm miktarında çam, meşe ve çınarlık ormanı niteliğiyle … … bey adına kayıtlı iken, 1939 tarih ve 43 nolu tapu kaydı ile 376 hekar 600 m2 çam ve meşe ormanı cinsiyle Devlet ormanına bitişik olmasından dolayı Hazinece istimlak edilmiştir. 65 nolu tapunun hudutları … deresi, … çiftlik haneleri olup, … deresinden çiftlik haneleriyle 9950 hatve mesafede olup, hudutları aynı olan gittisi 1939 tarih ve 43 nolu tapunun kayda ait tesis tarihinde tanzim edilmiş harita ve plan ve krokisi de bulunmamaktadır. 3116 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin A ve B fıkraları gereğince yapılan toros ve toparlar
kamulaştırmasında Toros Çiftliğinin hudutları ile 65 nolu kaydın hudutlarının aynı olduğu ve 1939 yılı istimlakine göre sadece Toros Çiftliğinin tamamının istimlak edildiği ve çekişmeli taşınmazında 65 nolu tapu ve 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan istimlak tapusunun sınırları dışında kaldığı yönünde yapılan bilirkişi tespitleri yerindedir.
Ancak Hazinenin dayandığı 38 nolu tapu kapsamında kısmen veya tamamen kalan çekişmeli taşınmazın 266, 268, 277, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 286, 285, 288, 289, 290, 292, 293, 294, 298 nolu bölümler yönünden: 1337 tarih ve 38 nolu tapu kaydı, T. Evvel 23 nolu tapu kaydından gelmekte olup, 23 nolu kayıt, evkaftan mazbut, … Vakfından günlük ormanı nilteliğile 400 dönüm olarak maliki … Bey adına tescil edilmiş, 1973 yılına kadar intikal görmüş, 1973 tarih ve 6 nolu 367.721 m2 yüzölçümlü tapu kaydı ile Devletleştirildiğinden bahisle Hazine adına orman olarak tescil edilmiştir. Dolayısıyla 38 nolu tapu kapsamında alan yerler, orman niteliğiyle 1973 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiğine göre, 1942 yılında yapılan tahdidin dışına bırakılan kısımları da dahil olmak üzere, zilyetlikle iktisap edilemezler. Ayrıca kişiler tarafından Orman Yönetimi hasım gösterilerek tahdit sınırları içinde kalan kısımlarına yönelik açılan tahdidin iptali davaları sonucu mahkemelerce verilen iptal kararları Hazine bu davalarda taraf olmadığından, Hazine yönüyle bağlayıcı değildir. Ancak 38 nolu tapu kapsamında kalan bu yerler 1973 yılında Hazine adına orman olarak tescil edildikten sonra, 2. madde ve 2/B çalışmaları ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan kısımlarının 2/B niteliğiyle Hazine adına tescili ve beyanlar hanesine de kullanıcıları adına kullanım şerhi verilmesi mümkündür. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin 38 nolu tapu kapsamındaki yerlerin kısmen iptal davasını konu edildikleri kısmen de tahdidin dışında kaldıkları gerekçeleriyle bir kısmının kişiler adına tesciline karar verilmiş olmaları, yine 38 nolu tapu içinde kalan 281 nolu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmişse de, orman niteliğinin değiştirilerek çalılık niteliğiyle tescili doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılan zilyetlik araştırması da yeterli değildir. Tespit 1953 yılında yapılmış olup, en eski tarihli hava fotoğrafı 1939 tarihlidir. Alınan zirai bilirkişi raporundan taşınmazların eğiminin %12’nin alıntında olduğu anlaşılmaktadır. Uzman orman bilirkişi kurulunca 1939 tarihli hava fotoğrafında taşınmazların büyük çoğunluğunun çalılık olarak göründüğü belirtilmiştir. Mahalli bilirkişiler ise kadastro tespiti sırasında taşınmazlarda kullanım olduğu doğrulamakla birlikte, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl içindeki evveliyatını çoğunlukla bilmedikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Uzman bilirkişilerce, incelenen 1939 hava fotoğrafında taşınmazların çoğunlukla çalılık göründüğü belirtilmişse de, çekişmeli taşınmazın bazı kısımları yönünden rapora eklenen 1939 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın bir çok kesiminde belirgin şekilde kullanım sınırları görülmektedir. Bilirkişler tarafından 1939 tarihli hava fotoğrafında tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığından bahsedilmemiş, ayrıca her taşınmaz için ayrı ayrı eklenen hava fotoğrafları arasında da tasarruf sınırları yönünden bariz farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Bu durum ilçe tarım müdürlüğünün 23/03/2004 tarihli cevabi yazısında çekişmeli 627 parselin 1930’lu yıllardan itibaren tarıma açıldığının belirtilmiş olması ile birlikte düşünüldüğünde taşınmazlarda 1939 tarihinde tasarruf sınırının görünmesi halinde zilyetliğe elverişli bir kullanımın varlığının kabulü gerekeceğinden, mahkemece bu hususta oluşan tereddütlerin giderilmeden zilyetliğe dayalı olarak taşınmazların gerçek kişiler adına tescili doğru görülmemiştir.
Yine, mahkemece orman tahdidinin iptaline karar verildiğinden bahisle, bir kısım yerlerin kullanıcıları adına tesciline karar verilmişse de, tahdidin iptali davalarına konu yerler sınırları ile birlikte fen bilirkişileri tarafından hükme esas alınan krokide gösterilmemiş, bir kısmı bulunarak getirtilen tahdidin iptali ilişkin dava dosyalarında keşif yapılarak düzenlenen tescil krokileri yöntemince zemine uygulanmamıştır. İptal davalarının bazılarında keşif yapılmaksızın karar verilmiş olduğu da nazara alındığında, mahkemece kesinleşen tahdidin içinde iken, dava sonucu tahdidin dışına çıkartılan taşınmazlar yönünden, bu davalarda varsa düzenlenmiş krokilerdeki miktarlarla sınırlı olarak, kroki düzenlenmemiş olan taşınmazlar yönünden ise tahdidin iptaline ilişkin kesinleşen ilamlarda belirtilen miktarlarıyla sınırlı olarak tahdidin iptal edilmiş olduğunun kabulü ile bu kısımların varsa zilyetlik koşullarını taşıyan
kullanıcıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken kroki ve ilamlarda belirtilen miktarları aşacak şekilde tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
359 ve 369 nolu bölümler yönünden 1942 yılında yapılan orman tahdidi içinde iken, 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldıkları ve iptal davasına konu oldukları da taraflarca ileri sürülmediği halde, mahkemece gerçek kişiler adına tesciline karar verilmesi, 459/b bölümle ilgili hükümde 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartıldığı belirtilerek narenciye bahçesi niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildikten sonra ardından beyanlar hanesine kullanıcısı Emine Tülü adına tespit ve tesciline, vefat ettiğinden payları oranında mirasçıları adına tespit ve tesciline şeklinde kendi içinde çelişkili hüküm kurulmuş olması, 117 ve 118 ve 421/b nolu bölümler yönünden bir kısım müdahil davacılar tarafından tahdidin iptali davalarına dayanıldığı halde bu hususun araştırılmamış olması da hatalıdır.
Mahkemece kıyı kenar çizgisi yönünden yapılan araştırma da yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylı kıyı kenar tespit işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, kıyı kenar çizgisinin nasıl belirlendiği bilirkişilerce izah edilmemiştir.
O halde mahkemece öncelikle, yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra 1976 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmalara ilişkin ilişkin ayrı ayrı işe başlama, çalışma, işi bitirme tutanakları ile sonuçlarının ilanına ilişkin askı ilan tutanaklarının, taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösteren ilk orman tahdit harita örneğinin, 1744 sayılı Kanun uyarınca yapılan aplikasyon ve 2. madde ve sonrasında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulama harita örneklerinin orijinallerinden çekilmiş onaylı, renkli fotokopi örneklerinin, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafının, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından yapılıp kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi çalışması bulunup bulunmadığı sorulup saptandıktan sonra varsa tüm dayanak belgeleri ve haritasının, müdahil davacılar tarafından dayanılan tahdidin iptaline ilişkin tüm dava dosyaları, dava dosyaları bulunamıyorsa kesinleşmiş mahkeme ilamlarının müdahil davacı … Müdürlüğünün dayandığı 21 Zilhicce 1209 nolu -636 numaralı defterin 1. sayfa 1. sırasında kayıtlı- (1795) Tarihli … Vakfıyesinin mülknameden başlanarak tüm kayıtları ve belgeleri bulundukları yerden getirtilmeli, üç kişiden oluşacak ormancı bilirkişi kurulu, üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu, üç jeolog bilirkişi ve iki fennî bilirkişi hazır olduğu halde, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, orman ve fen bilirkişilerince kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp yeterince orman sınır noktasını gösterir biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına ve aplikasyon ve 2. madde ve 2/B çalışmalarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve tapulama paftası uygulattırılmalı; taşınmazın konumu uzman ve fen ehli bilirkişilere düzenlettirilecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide gösterilmeli; Hazinenin dayandığı 38 nolu tapu kaydı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün dayandığı tapu kaydının sınırları ve müdahil davacı gerçek kişilerin dayandığı tahdidin iptaline ilişkin mahkeme ilamları, kayıtlardaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkileri bilecek ve bu davalar ile ilgisi olmayan, olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişilere taşınmaz başında okunup, tapu kayıtlarının kapsamı ve ilamlara konu yerler ve kapsamları belirlenmeli, tahdidin iptaline konu yerler varsa tescil krokilerinde belirtilen yüzölçümü ve sınırlarıyla, tescil krokisi bulunmayanlar yönünden de ilamda belirtilen sınırları ve yüzölçümleri ile yöntemince fen bilirkişileri tarafından zemine uygulanarak, krokide gösterilmeli, tahdidin iptaline ilişkin mahkeme kararlarının aplikasyon ve 2. madde ve 2/B çalışmaları sırasında komisyonca uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalı, uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek ve yargı denetimine açık olacak şekilde ölçekli ve
ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, yerel bilirkişlerden taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı açıklatılmalı, yine getirtilen hava fotoğrafları, memleket haritaları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde (hava fotoğrafları, memleket haritaları ve amenjman planları) ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, fotoğraflar üzerinde hangi taşınmazlara ait oldukları belirtilip onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; hava fotoğrafları ve orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek ve hava fotoğraflarının üç boyutlu stereoskopik incelemesi yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların niteliği, üzerlerindeki bitki örtüsü, varsa ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık durumlarını, kullanım durumunu, tasarruf edilen yerlerden olup olmadıklarını ve konumlarını çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, 40 ve 100 dönüm norm kısıtının aşılıp aşılmadığı değerlendirilmeli, varsa yetkili idarî merciler tarafından yapılıp kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin belgeler ve haritası yöntemince jeolog bilirkişi ve fennî bilirkişi tarafından yerine uygulanmalı, yoksa jeolog bilirkişi tarafından yöntemince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine çalışılmalı, varsa belgelerin uygulanmasında ve yoksa jeolog bilirkişi tarafından kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.11.1997 tarih ve 1996/5 E. – 1997/3 K. sayılı kararında açıklanan ve belirlenen ilkeler gözetilmeli, Jeolog bilirkişiden bu konularda yapılan tespit ve değerlendirmeyi içerir, gerektiğinde rapora eklenecek fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, … Vakfının mülk araziden tahsis suretiyle edinilip edinilmediği, sahih vakıflardan olup olmadığı araştırılmalı, bu kaydın revizyonları yerel yönetim ve genel müdürlükten getirtilerek bir sıra dahilinde dosya arasına konulmalı, Bu tapukaydının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tapunun uyduğu belirlenen kadastro parselleri, gerekirse mahkemedeki tüm dosyalar ve tapu sicile devredilmiş tüm dosyalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptanmalı, bu parsellerin tesbit tutanakları, tesbitleri kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenlerin bilirkişi raporları dosyaya eklenmeli, belirlenen revizyon parselleri ile aynı şekilde dava konusu edilen tüm parselleri bir arada gösteren pafta örnekleri getirtilmeli,
Sözü edilen tapu kaydına dayanılarak halen devam eden davaların konusu ve kimler arasında görüldüğü, sonuçlanan davalar varsa bunların konusu ve neticesi hakkında tarafların hazırlayacağı dava listesi kendilerinden alınmalı, esas defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak aynı türden uyuşmazlıklar tutanak ile belgelenmeli,
Vakıf Taşınmazları ve Vakıf Hukuku Konusunda uzman bilirkişiler belirlenip, dosyadaki tarafların tutunduğu mülknameden başlanarak tüm kayıtlar ve belgeler incelettirilmeli, … Vakfının mülk araziden tahsis suretiyle edinilip edinilmediği, sahih vakıflardan olup olmadığı yönünde rapor düzenlettirilmeli, gayrısahih vakıflara ilişkin mülklerin koşullarının oluşması halinde zilyetlikle kazanılması mümkün
olduğundan, Dairenin ve Hukuk Genel Kurulunun bu vakfın gayrısahih vakıflardan olduğuna ilişkin kararları da gözetilerek, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Kabule göre de; dava kadastro tesptine itiraz ilişkin olup, çekişmeli taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tespit edildiğine göre, davanın reddedilen ve geriye kalan kısımları yönünden tespit gibi tesciline şeklinde hüküm kurulması gerekirken, bu kısımların tescil harici bırakılmasına karar verilmiş olması ve karar başlığında asli müdahil … Karaçay’ın yazılmamış olması da doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir nolu bentde açıklanan nedenlerle; bir kısım asli müdahiller vekili …’ın temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE,
2) İki nolu bentde açıklanan nedenlerle; … Büyükşehir Belediyesinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
3) Üç nolu bentde açıklanan nedenlerle; müdahale talebinde bulunan … vekili …’in temyiz dilekçesinin REDDİNE,
4) Dört nolu bentde açıklanan nedenlerle; asli müdahil …, … vekili Av. …’ın 314 ve 315 nolu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
5) Beş nolu bentde açıklanan nedenlerle; asli müdahil … vekili …’ın 180 nolu bölüme ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE,
6) Altı nolu bentde açıklanan nedenlerle; davacı … ve …’ın 241 ve 242 nolu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 241 ve 242 nolu bölümlerine yönelik BOZULMASINA,
7) Yedi nolu bentde açıklanan nedenlerle; müdahil … ve Arkadaşları vekili …, müdahil … ve Arkadaşları vekili …, müdahil davacılar vekili …, müdahil davacı …, müdahil … vekili, davalı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin;
A) 82, 83, 120, 121, 136, 137, 138, 139, 193, 198, 212, 213, 214, 218+219 , 220, 221, 222, 223, 224, 226, 233, 235, 236, 259/b , 271, 272, 274, 276, 287, 291, 304, 312, 313, 314, 315, 316, 319, 324, 328, 333, 336, 347, 378, 379, 380, 383, 384, 385, 386, 389, 398, 399, 402, 413, 420/A, 421/A, 430/ A-2, B, C, D, 431/B , 440/b , 443/B , 450, 451, nolu bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, 82, 120, 121, 136, 137, 138, 139, 193, 198, 218, 219, 220, 221, 222, 271, nolu bölümlerle ilgili hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 83, 212, 213, 214, 223, 224, 226, 233, 235, 236, 259/b, 272, 274, 276, 287, 291, 304, 312, 313, 314, 315, 316, 319, 324, 328, 333, 336, 347, 378, 379, 380, 383, 384, 385, 386, 389, 398, 399, 402, 413, 420/A, 421/A 430/ A-2, B, C, D, 431/B , 440/b, 450, 451 nolu bölümlere yönelik hükümlerin ONANMASINA,
B) 1/B, 2+3/B, 10/B, 11, 12, 13/A, 16, 18/B, 19, 23/A , 30/B , 36/B, 37/b2-b3-67/B, 96/B, 149/B , 150/B , 151/B, 154/B, 167/A-B, 168/B, 170/B, 177, 178, 180, 191/A-B, 252, 253, 455/A, 456, 458, nolu bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C) 13/b, 18/a, 23/b , 32/a-4 ve 32/b-2, 206/D-2 208/E , 209, 415 , 425/A-B, , nolu bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
8) Sekiz nolu bentde açıklanan nedenlerle; asli müdahil …, …, …, … vekili Av. …, … ve Arkadaşları vekili …, … ve Arkadaşları vekili …, bir kısım asli müdahil davacılar vekili …, asli müdahil … vekili, davalı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin 1/B 2+3/A , 4, 5, 6, 7, 8, 9, 17, 10/B, 14, 15, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 32/A3B3, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46+47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, , 54, 55, 56, 57+58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96/A/C, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118,
119, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 13, 132, 133, 134, 135, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149/A, 150/A, 151/A, 152+153, 154/A, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 168/B, 169, 170/A, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 179, 181+189+190, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 195, 196, 197, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206/ABD/1, 207, 210, 211, 215, 216, 217+229, 225, 227, 228, 230, 231, 232, 234, 237, 238, 239, 241, 242, 243, 244, 245+267246, 247248, 249, 250, 251, 254, 255, 256, 257, 258, 259/A, 260+261, 262, 263, 264, 265, 266+268269, 270, 273, 275, 277, 278, 279, , 280, 281, 282+283, 284+286, 285, 288, 289, 290, 292, 293, 294, 295, 296297, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 306, 307, 308, 309, 310, 311+405, 317, 318, 320, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 329, 330, 331, 332, 334, 335, 337, 338, 339, 340, 341, 342, 343, 344, 345, 346, 348, 349, 350, 351, 352, 353, 354, 355, 356, 357, 358, 359, 360, 361, 362, 363364, 365, 366, 367, 368, 369, 370, 371, 372, 373, 374, 375, 376, 377, 381, 382, 387, 388, 390, 391, 392, 393, 394, 395, 396, 397, 400, 401, 403, 404, 406, 407, 408+409+410, 411, 412, 414, 416, 417, 418, 419, 421/B, 422, 423, 424, 425/C-D, 426/B, 427, 428, 429, 430/A-1, 431/A, 435(432-433-434 nolu kısmın tamamına 435 yazılmış), 436, 437, 438, 439, 440/a, 441, 442, 443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 452, 454, 455/B, 456, 457, 459, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 466, 467, 468-482 nolu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu bölümlere yönelik BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.