Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5010 E. 2019/5826 K. 14.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5010
KARAR NO : 2019/5826
KARAR TARİHİ : 14.10.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında … yüzölçümündeki taşınmaz, Haziran 1963 tarih 4 sıra nolu tapu kaydı ve ….. mevkii 211 tahrir sıra nolu vergi kaydı ile …..adına tesbit edilmiştir.
Orman Yönetimince kadastro tespitine yapılan itiraz, tapulama komisyonunca 766 sayılı Kanunun 29. maddesine göre yetkisizlik kararı verilerek Tapulama Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, …..14.09.1970 gün 29717 sayılı yazıları gereğince taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu parselin tesbit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı mirasçılarından … tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2013 tarih 2012/14009 E. – 2013/390 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece 6831 sayılı Orman Kanununun muvakkat 1. maddesi uyarınca, Tarım Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün yazılı mütalaasına göre hüküm kurulmuş ise de, sözü edilen madde, 23.09.1983 gün ve 2896 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Hükümden sonra yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca, Orman Genel Müdürlüğünün mütalaasına dayalı olarak hüküm kurulamayacağından taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının usûlen araştırılarak belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazı tüm komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti getirtildikten sonra, çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile, kesinleşmiş iseler; oluşum nedenini de gösterir tapu kayıtları, itirazlı iseler; dava dosyaları ve çekişmeli taşınmazın dayanağı Haziran 1963 tarih 53/34 cilt, 25 sahife, 4 sıra nolu tapu kaydı, tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilmeli, bu tapu kaydının kadastro sırasında dava konusu parsel dışında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise bu parsellere ait kadastro tespit tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları itirazlı iseler dava dosyaları getirtilmeli, ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise, buna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen belgeler getirtildikten sonra, yörede dava tarihinden sonra yapılan bir orman kadastrosu bulunması halinde davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraza dönüştüğü de göz önünde bulundurularak eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın dayanağı tapu kaydı mahalli bilirkişiler eliyle yöntemince zemine uygulanıp, taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, mahalli bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlemeli, kapsamı fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmeli, değişik sınırlı tapu kayıtlarının sınırında orman var ise, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gözetilerek miktar ile kapsamın belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli, 3402 sayılı Kanunun geçici 1/1 maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz hakkında tapu sicili oluşturacak şekilde hüküm kurulması gerektiğinden çekişmeli taşınmazın orman olduğunun tespiti durumunda Hazine adına, orman olmadığının tespiti durumunda ise hak sahipleri adına tescil kararı verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde, davacı … Müdürlüğünün açmış olduğu davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu ….. köyünde kain 161 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile fen bilirkişisinin 22/05/2014 havale tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 15.202,00 m2 yüzölçümlü kısmın ifraz edilerek orman vasfı ile ….. adına kayıt ve tesciline, ifraz sonrası kalan aynı tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 1838,00 m2 yüzölçümlü kısmın ada ve parsel numarası ile niteliği baki kalmak suretiyle tespit gibi,….. Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında,……mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu kaydı (A) harfi ile gösterilen bölüme uyduğu gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı anlaşılarak hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
14/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.