Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/5005 E. 2017/3094 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5005
KARAR NO : 2017/3094
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı/karşı davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi, dosya incelendi gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacı gerçek kişi 13/01/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; adına kayıtlı olan …. ili, … ilçesi, … 1626 parsel sayılı, 5111 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydına 2004 yılında kısmen orman sınırı içine alındığı yönünde şerh konulduğunu belirterek, tapu kaydındaki şerhin silinmesi, orman sınırı dışına çıkarılması ve tarla niteliğiyle adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı/karşı davacı Orman Yönetimi vekili, 21/02/2014 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı/karşı davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 27/07/1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1968 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
Dava, orman şerhinin silinmesi ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan uygulama, araştırma ve inceleme yeterli değildir. Çünkü Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında 18.04.2016 ve17.01.2017 tarihli geri çevirme kararları gerekleri yerine getirilmemiş ve çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ilk orman kadastro çalışmasına ait orman kadastro haritasındaki konumunun gösterilmesi istenilmiş ise de; hükme esas alınan ilk bilirkişi raporunda olduğu gibi, yalnızca aplikasyon haritasındaki konumunun gösterildiği ek raporlar dosyaya sunulmuştur. Hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın ilk orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığı ve daha sonra 1987 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve aplikasyon uygulamasında da durumunun değişmediği açıklandığına göre ilk tahdit haritasındaki konumunun krokide gösterilmesi önemlidir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir/üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanuna Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı ayrı renklerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı/karşı davalı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11.04.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.